Ana içeriğe atla
19 Nisan 2011 tarihinde SiriusB tarafından gönderildi

Işınlamayı başardılar!

Avustralyalı ve Japon bilim insanları, ışığı dalga grupları halinde ışınlamayı başardı.

Böylece, kuantum iletişimi ve programlamalarında büyük bir atılım sağlandı. Bilim insanları, 1930’ların önemli düşünce deneyi Schrödinger’in kedisinin mantığı üzerinden hareket ederek çözüme ulaştı.Tokyo Üniversitesi araştırmacılarının öncülük ettiği çalışmada, dünya tarihinde ilk kez karmaşık bir kuantum bilgi dizisinin, bir noktadan başka bir noktaya ışınlandığı, yani transfer edildiği açıklandı.    
Araştırmacılar, yapılan büyük atılımın, iletişim ağlarında yüksek miktarlarda verinin hızlı bir şekilde aktarılmasına izin vereceğini belirtti. Bilim insanlarının büyük başarısı, Science dergisinde yer aldı.

New South Wales Üniversitesi’nden Profesör Elanor Huntington, bir noktadan bir diğer noktaya klasik iletişim kullanarak transfer edilmesinin, iki hususa bağlı olduğunu belirtti. Huntington, ilk hususun fiber optik internet veya bakır kablolar, ikincinin ise gönderen ile alıcı arasındaki paylaşılan kaynak olduğunu ifade etti.

Huntington, kuantum ışınlamasının yaklaşık 10 yıldan beri gündemde olduğunu ancak bugüne dek deney haline getirilemediğini belirtti. Avustralyalı bilim insanı, on yıl boyunca transfer hızı ve transfer edilen bilgi miktarında yaşanan başarısızlıkların ardından, ışınlama da gerekli kaliteyi elde ettiklerini ifade etti.

SCHRÖDİNGER’İN KEDİSİ GERİ GELDİ

Bilim insanlarının elde ettiği başarı, Schrödinger’in kedisini anımsatan bir deneyde gerçekleştirildi. Avusturyalı fizikçi Erwin Schrödinger, 1930’larda yaptığı düşünce deneyinde, bir kediyi, atomik materyal içeren kutuya kapatıyordu.

Kutunun içindeki Geiger sayacı, radyasyon seviyesini ölçüyor ve eğer değişiklik olursa, siyanür gazı salan mekanizmayı harekete geçiriyordu. Bu durumda kutudaki kedi ölüyordu. Deneydeki fikir, kutuyu açmadan kedinin canlı veya ölmüş olduğunu anlamanın mümkün olmamasıydı. Kutu açılana kadar her ihtimal de geçerliydi. Bu durum bilimde süperpozisyon olarak biliniyor.

Schrödinger’in, kutudaki kedi deneyini kuantum fiziğini küçümsemek için yaptığı söylense de, bu deneyin yapıldığı tarhiten bu yana fizik dünyası birçok süperpoziyon örneği elde etti.

Huntington, “Schrödinger’in deneyinde garip olan, çok iyi algıladığımız bir nesneyi süperpozisyon konuma sokabilmekti… Bizim yaptığımız ise gözle görülebilir miktarda ışığı alarak, ışığı kuantum süperpozisyonuna sokmak ve onu bir noktadan diğerine transfer etmek oldu” dedi.

Dijital bilgi içinde bulunduğu duruma göre de kodlanabiliyor. Huntington, aynı anda hem “1” hem de “0” durumunda bulunan bir dalga grubu oluşturduklarını anlattı.

Bu şekilde kuantum bilgisayarlarının önünü açacaklarını ifade eden Huntington, ayı hem de “1” hem de “0” olduğu için paralel işlem yapabildiklerini, kendilerinin ise “1” ve “0”ı birbirine karıştırmadan A ve B noktasına ışınlamak oldu.

 

 

Yorumlar

Bilimin önündeki yıllanmış molozlar geleceğin kepçesiyle temizlendikçe, İnsan zamanın kıyısında kaldığından olsa gerek birçok yeni şeyi göremiyeceğim diye şimdiden hayıflanmıyor değilim.Birde Quantum bilgisayarlarla  kimbilir hangi karanlık köşeler aydınlatılacak..Gezegenlerin yüzeyine gönderilmiş arçların neler yapabileceğini hayal bile edemiyeceğiz.sevgiler.