Ana içeriğe atla
15 Ağustos 2010 tarihinde turuncuhalka tarafından gönderildi

çıkmaz sokak programı kanaltürk

bu hafta çarşamba günü (18.08.2010) saat 23:00 de yeniden kanaltürk ekranında çıkmaz sokak programına ben(semra şalvan) ve kuzey atacan konuk ufo araştırmacıları olarak katılacağız.

konu ufoloji, ilgilenen tüm arkadaşları izlemeleri için ekran başına davet ediyoruz.

ufoloji.net ailesine ve bizlere geçen program mailleri ve telefonları ile destek veren tüm arkadaşlara teşekkür ederiz...

Yorumlar

turuncuhalka,yanlız programın yöneticisinin sizlere karşı soruları biraz zor oluyor,ve olacaktırda..diğer konuklara sorduğu sorular onların genelde kolay cevap verebileceği cinsten,buna karşı sizlerde sorulması muhtemelen zor sorulara karşı hazırlıklı olun,çünkü ufo konusunu sizler temsil ettiğiniz için zor sorabilir,ve sizlere başarılar dilerim...

bu tıp programlar ufo arastırmacıları ve ınananları ıcın her zaman zordur. Moderator'un tavrı ve tarzıda onemlıdır. Muhtemelen ufolara, uzaylılara ınanmayan karsıt goruslu ortaya bılımsel verıler koyamayan fakat sonuna kadar yoktur dıye dıreten o malum kafalardan bırını cıkartacaklardır. Ben sevgılı kardesıme sımdıden basarılar dılerım. Umarım keyıf alabılecegımız bır program seyrederız.

Sevgılerımle

ya arkadaşlar ben yapimciyim işin nasıl işlediğini biliyoruz ama hani bukadarda olmaz yani pes adamlar tamam belli birşey bilmiyor bir çoğu yalandan çıkmışlar oraya laf yarışı yapıyorlar,birisi kıyamet araştırmacısı,diğeri proförörmüş hiç gülecegım yoktu nasıl bir profösör bu alakası olmayan konularla tartışıyor izleyeninde kafasını karıştırıyor tamamen kameranın önünde laf yarışı yapıp kendilerini kamerada boy boy göstermeye çalışıyorlar tamamen rezillikti orada sunucu arkadaşımıza acıdım gerçekten çıakrdığına pişman oldu onun için zor bir durum bu şüphem yok baya bir izleyici kaybettiler....bende izleyecegımı sanmıyorum artık

ya açıkcası bende inanmadım aslında bana göre durum şöyle oldu o gözlüklü hikayeyı anlatan kişi saygılı bırıydı öncelikle,fakat baktı karşıdaki kişilerişi dalgaya alıyorlar birşey bilmiyorlar adamda bunu avantaja çevirmek istedi yani kendi reklamını yapıp olmayan şeyi belkide var yaptı

ben maalesef bu programı oglumun rahatsızlıgından sebep seyredemedım. Bu tıp programları seyretmeyı cok arzu edıyorum, ıstıyorum seyretmeyecegım dıyıp dayanamayıp seyredıyorum. Ve sonunda sınır sıstemlerım gerılıyor ve kızıyorum. Neden ? Uzay, uzaylılar, ufolar habercıler ıcın ıyı bır malzeme. Bu konularda uzman, cıddı fıkır sahıbı olan ınsanlar var. Agırlıklı bunlar bır sekılde davet edılıp cagırılıyor. Buraya kadar problem yok. Ama cogu zaman moderatorde dahıl olmak uzere cagırılan sozde uzmanlar ve bılım adamlarına konuklar ve konular yem edılıyor. Cunku uzaylılara ve ufolara ınanmayan sozde bılımadamı ve konuklar kesın bır onyargı ıle gelıyorlar programa. Amacları karsı tarafı dınlemek, tezlerını, belgelerını, dınlemek gormek arastırmak degıl. Katı bır ıtıraz. Ozetle ortacag kafası gunumuzde naklen yayınlarda. Bu sozde uzman ve bılım adamlarımız bu kadar maalesef. hayata, yasama, uzaya bakıs acıları bu. Ogrendıklerı formullerı ogrencılerıne aktarmaktan baska fonksıyonları yok. Bu noktada egıtım sıstemımızın ne kadar curuk temeller uzerıen ınsa edıldıgını ortaya koyuyor. Sorgulamak yok, analız yok, deney yok ( ıcı ısıtılan sısenın uzerıne koyulan yumurta deneyı gıbı deneylerden bahsetmıyorum ) arastırma yok, kocaman yoklar sılsılesı. Hor gordugumuz hıntlıler bıle aya gıtmenın hesaplarını yapıyor gunumuzde. Yazık kere yazık. Baska ne dıyım. :(

insanlar birbirine bağırdılar saygı yok, dinlemek yok..
hatta bir kişi başka bir kişiye mesleğini sordu o da ben gazeteciyim diyince diğer adam o zaman siz konuşmayın dedi..resmen sende kimsin ki bizim karşımızda konuşuyorsun tavrıydı bu...
sunucunun sol tarafındakiler diğer taraftakileri hep küçümsedi, hiç dinlemedi..

bağırıyorlar ama anlamsız bağrışmalar kimse kimseye lafını oturtturamadı cok tecrübesiz bir durum sergilediler ay  hala gülesim geliyo şu kiyamet araştırmacısına dağa cıkmış kiyamet kopmayınca geri inmiş birde alt yazı olarak adama kıyamet araştırmacısı diyolar ya bence matrak bi yayın oldu :))))amacları komiklikse  komik oldular :)biz katılsak daha süper olurdu.

Sevgili kardeşlerim...

Bir kez daha her konuda olduğu gibi bu konuda da ne kadar özensiz,hazırlıksız,eksik olduğumuzu kanıtlayan bir program izledik...Daha tartışma adabını bilmeyen bir toplumuz..Kendi varoluşunu ciddiye alamayan bir toplum,UFO-Uzaylıyı nasıl ciddiye alabilir ?...Herkes kimliksel varoluş bunalımının dibinde...

Moderatörden başlayarak tüm katılanlar bu bunalımlarını dışa vurmaya çalıştılar,program boyunca...Ali Bektan kardeşimin güzel vurguladığı gibi,bugünkü bilim (özellikle bizdeki güya bilim) kendi içindeki Tanrısal kodu görmemezlikten gelen kanıtlamalar peşinde...

Dinden, güya bilimi destekler  kehanet ve ispat araştırmaları da işin başka bir ironik yönü..Bilimin dinle asla uzlaşmayacağını bile bile bu tür entegrasyon çalışmaları insanları her iki yoldan da uzaklaştırmayı sağlıyor sadece...

 Bir kardeşimin aktardığı gibi sadece "eski kafa"lar(ki bildiğiniz eski kafaların kırıntısıdır :-)) değil,"yeni kafa"lar da bu konuya bir çeşit eğlence modunda bakmakta..."Geyikoloji" üzerine akademik çalışmalarından bıktıklarında bu "yeni kafa"lardan evrensel anlamda güzel ışıklar bekliyoruz...

Sevgili kardeşlerim...

Bir kez daha her konuda olduğu gibi bu konuda da ne kadar özensiz,hazırlıksız,eksik olduğumuzu kanıtlayan bir program izledik...Daha tartışma adabını bilmeyen bir toplumuz..Kendi varoluşunu ciddiye alamayan bir toplum,UFO-Uzaylıyı nasıl ciddiye alabilir ?...Herkes kimliksel varoluş bunalımının dibinde...

Moderatörden başlayarak tüm katılanlar bu bunalımlarını dışa vurmaya çalıştılar,program boyunca...Ali Bektan kardeşimin güzel vurguladığı gibi,bugünkü bilim (özellikle bizdeki güya bilim) kendi içindeki Tanrısal kodu görmemezlikten gelen kanıtlamalar peşinde...

Dinden, güya bilimi destekler  kehanet ve ispat araştırmaları da işin başka bir ironik yönü..Bilimin dinle asla uzlaşmayacağını bile bile bu tür entegrasyon çalışmaları insanları her iki yoldan da uzaklaştırmayı sağlıyor sadece...

 Bir kardeşimin aktardığı gibi sadece "eski kafa"lar(ki bildiğiniz eski kafaların kırıntısıdır :-)) değil,"yeni kafa"lar da bu konuya bir çeşit eğlence modunda bakmakta..."Geyikoloji" üzerine akademik çalışmalarından bıktıklarında bu "yeni kafa"lardan evrensel anlamda güzel ışıklar bekliyoruz...

Profesörler konuşturmadı ki bizi mahalle kadınları gibi tartıştılar sanki maymun ve insanların tartışmasıydı bu Biz insanız bu durumda... ORdaki çinli suratlı profesör her söylediğimize ben duymadım bilmiyorum nerden uyduruyorsunuz... (Birde Nasa'da çalışmış) .. Nasa'nın bir yalancısı ...  Hani şu hastanelerin duvarlarında ünlü maymunlar vardır duymadım görmedim bilmiyorum...

 

 

Bu duruma düştü... Ama ayın arka tarafındaki ufo base diyince adam konuşamadı...

BİYERDE BULDUGUM Bİ BİLGİYİ SİZİNLE PAYLAŞMAK İSTİYORUM 

 

 

 

İşte akılları bir anlık durduran bir haber bilmem gerçek bilmem doğru:

Danimarka Hükümeti 15.000 Gizli UFO Dosyasını Açıkladı
DANİMARKA HÜKÜMETİ 15.000 GİZLİ UFO DOSYASINI HALKA AÇTI!!

İngiltere Savunma Bakanlığı’nın birkaç ay önce, gizledikleri 1.700 UFO Dosyasını halka açmasından sonra, bu defa da Danimarka Savunma Bakanlığı benzer bir adım atarak, son 30 yıldır gizlenen 15.000 UFO dosyasını halkın bilgisine açtı...

Birçok askeri ve sivil pilotların Danimarka hava sahasında gözlemledikleri ve bazılarında yakın karşılaşmaların yaşandığı pek çok önemli vaka ile birlikte askeri üslerde gözlemlenen UFO’lar ve sivil halk tarafından da rapor edilen önemli gözlemler halkın bilgisine sunuldu...


CIA DOSYASI 
ABD’nin Merkezi İstihbarat Servisi CIA, İngiliz Gizli İstihbarat Servisi ile eşdeğerdir ve İngiltere’nin de yardımıyla, Stratejik Hizmetler Ofisi ve Merkezi İstihbarat Grubunun 1947 yılında birleştirilmesiyle kurulmuştur. CIA’in yaklaşık 16 bin resmi çalışanı vardır, fakat bu rakam yabancı ajanları ya da ABD hükümetinin diğer birimlerinde çalışanları kapsamamaktadır. CIA’in yıllık tahmini bütçesi 1 milyar dolardır. 
CIA, her birinde farklı ofis ve servislerin bulunduğu 4 ayrı müdürlüğe ayrılmaktadır. Bu müdürlüklerin üstünde, çeşitli istihbarat alma metotlarını, taleplerin önemine göre koordine eden Ulusal Güvenlik Servisi (NSA) bulunmaktadır. Ulusal Güvenlik Servisi eski görevlisi Todd Zechel’e göre, CIA’e bağlı bu 4 müdürlüğün hepsi de, 1948’den bu yana UFO bilgilerini toplamakta, analiz etmekte ve saklamaktadır. Zechel, Ulusal Fotoğraf Bilgileri, Bilim ve Teknoloji Ofisi’nin 1953 yılından beri dünya genelindeki UFO olaylarını incelediğini söylemektedir; bu incelemeler hem fotoğrafla belgelenmemiş olayları hem de fiziki kanıtları ve fotoğraflı olayların yeniden analizini kapsamaktadır. 
Zechel, CIA’in yerel UFO raporlarını, Pentagon İstihbarat Ofisi, NSA ve Savunma İstihbarat Servisi gibi haber alma örgütlerinin istihbarat ağları yardımıyla Hava Kuvvetlerinden alarak biriktirdiğini savunmaktadır. Zechel, CIA’in aynı zamanda ABD genelindeki Yerel Operasyon Birimleri vasıtasıyla da yerel raporları topladığını söylemektedir. 
Zechel ayrıca, CIA’in Operasyonlar Müdürlüğü ajanlarının UFO görgü tanıklarını sorguya çektiğini; Yerel Operasyon Birimlerindeki ajanların da tanıklara gözdağı verme, tehdit etme ve hatta susturma gibi eylemlerde bulunduğunu belirtmektedir

Gözlemleri, görsel, radar ve görsel ve radar karışımı olarak gruplayan ATIC, UFO tiplerini iki ana gruba ayırır: 1. Küresel ya da elips şeklindeki cisimler. Bunlar genelde parlak metalik renktedir, bazıları küçük (60-90 cm) olmasına rağmen, çoğu yaklaşık 30 m. çapındadır ; nadiren 300m. genişliğinde cisimler de gözlemlenmektedir. Bu grupta değişik türler bulunur; torpil, üçgen, kalem ve hatta şilte şeklindekiler gibi. Bunların hepsi gün ışığında alınmış raporlardır. İkinci grup ise gece gözlemlerinden oluşmakta ve ışıklar ile çeşitli parlaklıkları kapsamaktadır: Yeşil, ateş kırmızısı ya da beyaz-mavi ateş topları, dönen ışık noktaları gibi. 
Bu cisimler hem yalnız olarak, hem de asimetrik gruplar halinde veya çeşitli oluşumlar içinde gözlemlenmiştir. Raporlanan özelliklere göre, cisimlerin üç genel hız seviyesi bulunmaktadır; havada asılı durma; geleneksel uçak hızında gitme; ve saatte 18,000 mile ulaşan muazzam bir hızda ilerleme. Şiddetli manevralardan raporların sadece yüzde 10’unda söz edilmiştir. 20 g.’ye kadar yükselen ivme hızlarından bahsedilmektedir.” 



KAYBOLAN KANITLAR

UFO gözlemleriyle ilgili pek çok film, fotoğraf ve eşya ortadan kaybolmuştur fakat bundan CIA’in sorumlu olduğunu kanıtlamak zordur. Bununla yanında, federal ve askeri istihbarat servisleri tarafından halktan “ödünç alınan” veya toplanan bazı materyaller hiçbir zaman geri gönderilmemiştir. 
Todd Zechel, 1950’lerde Hava Kuvvetleri Blue Book Projesi dosyaları içinden kaybolan fotografik kanıtların CIA’in Bilimsel Haber Alma Ofisi’nde saklandığını söylemekte ve örnek olarak da New Mexico’da çekilen bir dizi video filmi göstermektedir. 
ESKİ CIA YETKİLİSİ ÖRTBASIN NEDENLERİNİ AÇIKLIYOR 
1979 yılında, CIA İdari Yöneticisi eski Asistanı Victor Marchetti, gizli serviste görev yaptığı yıllarda UFO konusunun “çok hassas aktiviteler” alanında girdiğini ve gizli servis içinde bile tartışılmadığını belirtmiştir. Marchetti, Hava Kuvvetleri Yabancı Teknolojiler Departmanı’ndaki yüksek rütbeli görevlilerden bir takım söylentiler işittiğini, fakat UFO’ların gerçekliğiyle ilgili şüphelerini tamamen yok edecek bir kanıt görmediğini söylemiştir. Marchetti, yine de, CIA’in, UFO olaylarını yalanlama yönündeki girişimlerinin klasik bir örtbasın tüm belirtilerini gösterdiğini itiraf etmektedir. 
Marchetti, CIA’in UFOlar hakkında yayımladığı belgelerin bize, hükümetin düşündüğünden çok daha fazla şey anlattığına inanmaktadır. CIA, 1947’lerin başından itibaren dünyada meydana gelen UFO olaylarını yakından takip etmektedir. Her ne kadar Haber Alma Özgürlüğü Yasası dahilinde yayımlanan belgelerin pek çoğu, genellikle Yabancı Basın Yayın Bilgi Servisi, Yabancı Belgeler Bölümü ve Yerel İritibat Servisi gibi zararsız, gizli olmayan birimler tarafından ele alınan bu soruna rutin bir ilgi niteliğindeyse de, bu belgeler Bilim ve Teknoloji Müdürlüğü’nün UFOlar hakkında bilgi toplamaya gereksinim duyduğunu göstermektedir. Marchetti şunları söylemektedir: “Dünya dışı varlıklar gerçekten de bizimle temasa geçiyor, hatta belki dünyamızı ziyaret ediyorlar. Fakat dünyadaki diğer ulusal güçlerle de anlaşan ABD Hükümeti, bu bilgiyi kamuoyundan saklamaya kararlı. Bu uluslararası entrikaların amacı, dünya ulusları arasındaki istikrarı korumak ve karşılığında da, halklar üzerinde kurumsal bir denetim sağlamaktır.”








“Geçmişteki şanlı günlerimizde ,söylemek istemediğimiz şeyleri söylememek ve diğer herşeyi inkar etmek mecburiyetinde bırakıldığımızda çok rahatsız olurdum. Bazı insanlar orada uzayda yalnız olup olmadığımızla ilgili sorular sorarlardı. Orada bir şeyler görürdük , garip şeyler.. Ama onlara hiç bir zaman doğruları söylemedik . Oysa biz ne gördüğümüzü biliyorduk ve bu konuda gerçekten hiç bir şey söyleyemiyorduk. NASA’daki Patronların “Dünyalar arası Savaş” çıkacağı ya da sokaklarda panik yaşanacağı gibi korkuları vardı. Bu yüzden sessiz kalmak zorundaydık. Ve şimdi , bu tür şeyleri yalnızca kabuslarımızda ya da belkide filmlerde görüyoruz ve bunlardan bazılarıı gerçeğe oldukça yakınlar.” 
Uzaya ilk giden ABD’li Astronot ve Senatör John Glenn’in NBC’de yayınlanan “Frasier” adlı programdaki canlı yayın konuşması 2001- NBC 
GEMINI VE MERCURY UÇUŞLARI Nisan 1964’te , Kennedy Burnu’ndaki iki radar teknisyeni, Gemini Uzay kapsülünün iki UFO tarafından takip edildiğini açıklamıştır. Bundan önce, Ocak 1961’de, Burun’daki otomatik izleyici donanımının, Güney Atlantik yönünde uçan gizemli bir cisim tarafından kilitlendiği rapor edilmiştir. 
Astronot Lovell’ın, Gemini 7 ile uçuşunun dökümü alındığında, Lovell’ın olağanüstü bir cisimle karşılaşmış olduğu görülmüştür. İşte uçuş sırasında kaydedilen telsiz konuşması; 
Uzayaracı: Garip bir şey, saat 10 yönünde 
Capcom: Burası Houston. Tekrar edin 7, 
UA: Saat 10 yönünde garip bir cisim var dedim 
CC: Gemini 7, uçağın bir kademesi olmasın? Dikkatli bakın. 
UA: Burası enkaz gibi, onlardan çok var. Bu gerçek bir gözlemdir. 
CC: Yaklaşık uzaklığı ve ebatları? 
UA: Bir tane daha var... 
James McDivitt de, 4 Haziran 1965’de Gemini 4’le uçuşu sırasında tanımlanamayan bir cisim gördüğünü onaylamıştır. 
McDivitt şunları söylemiştir: “Gemini 4 uçuşu sırasında, aracımın camının dışında bir cisim fark ettim. Silindir şeklindeydi, kalem gibi görünüyordu. Boyutlarının ya da uzaklığının ne kadar olduğu ile ilgili bir fikrim yok. Araçta bulunan iki kamerayla da cismin fotoğrafını çekmeye çalıştım. Cisim kısa bir süre benim yönümde durduğundan, ben kamera ayarlarını yapana kadar o gitti. Sadece birkaç fotoğraf çekebildim.Uzay aracı uçuşta olduğundan ve güneş parladığından dolayı, penceredeki cisim gözden kayboldu. Başka bir yere yerleştiremedim, uzay aracının duruşu da buna engeldi ve onu bulmak için ne tarafa manevra yapacağımı da bilemiyordum. 
İndikten sonra, Gemini 4’ten gelen film acilen, benim ve Ed White’ın 3 gündür içinde olduğu taşıyıcı uçakla Houston’a uçuruldu. NASA Film teknisyenleri, araçta çekilen filmi incelediler ve bir açıklama yapmadılar" 
UFOları Mercury 8 uçuşu sırasında astronot Wally Schirra da gözlemlemiştir. Mercury 8 kapsülünde bulunan Schirra olaydan şöyle bahsetmiştir: 
“... İşte oradalar...Bana arkadaşlık ediyorlar...” 
Astronot Gordon Cooper 1973’te New York’ta katıldığı bir toplantıda şunları söylemiştir: 
Astronotluğun zorunluluklarından biri olan gizlilik nedeniyle yıllarca sırlarla yaşadım. Şimdi Amerika’da her şeyi açığa vurabilirim. Radar ekipmanımız, tanımlanamayan cisimler tespit etmişti. Bu olayla ilgili binlerce şahidin raporu ve kanıt niteliğindeki çok miktardaki dokümana rağmen, kimse bunu halka açmak istemiyordu. Neden? Çünkü, otoriteler tanrı bilir ne korkunç bir istiladan korkuyorlardı. Yani anahtar sözcük hala aynı: Halkın paniğe kapılmasını önlemeliyiz
Ben daha sonra, dünya üzerinde olağanüstü bir olaya tanık oldum. Bu olay birkaç ay önce Florida’da oldu. Bahsedilen bölgede kendi gözlerimle alevler tarafından küle çevirilmiş bir arazinin orta yerinde uçan bir cismin yere indiğini gördüm. Araçtan bazı canlılar çıktı. Topoğrafya üzerine çalışma yapılıyor gibi görünüyorlardı, bir parça toprak alıp büyük bir hızla gözden kayboldular. Biliyorum ki hükümet, halkın panikle verebileceği bir reaksiyondan ötürü, bu olayı tüm basın kuruluşlarından gizledi". 
Cooper 1978’de Birleşik Ulusal Genel Topluluk’taki Özel Politik Komitesi’ne UFO’ları tartışmak üzere çağrılmıştır. Daha sonra bir başka toplantıda, Cooper’ın yolladığı aşağıdaki mektup okunmuştur: 
... İnanıyorum ki, dünyadakinden daha gelişmiş teknolojiye sahip diğer gezegenlerdeki dünya dışından varlıklar, bizi ziyaret ediyorlar. Ayrıca, 1951’de 2 gün boyunca onların pek çok uçuşunu gözlemledim. Hepsi farklı boylarda, savaş uçağı formatındaydılar ve genelde doğu Avrupa’dan batıya doğru uçuyorlardı.” 
1979 yılında Mercury astranotu Donald Slayton, Paul Levy ile olan ropörtajı sırasında 1951 yılında test uçuşu yaparken UFO gördüğünü açıklamıştır: 
“P-51 tipi bir araçla Minneapolis üzerinde test uçuşu yaparken bu cismi gördüm. Açık, güneşli bir öğle sonrasında ve yaklaşık 10 bin fit yükseklikteydim. Cismin uçurtma olduğunu düşündüm, fakat daha sonra uçurtmanın böyle bir yüksekliğe çıkamayacağının farkına vardım. Ona yaklaştıkça bana meteoroloji balonu gibi göründü. Gri renkte ve yaklaşık 3 fit çapındaydı. O şeyin arkasına doğru geçtiğimde onun bir meteoroloji balonundan çok bir tabak, bir disk gibi göründüğünü fark ettim. 
O anda, ben saatte 300 millik bir hızla seyrederken, cisim aniden benden uzaklaşmaya başladı. Onu kısa bir süre takip ettim sonra cisim aniden havalanmaya başladı. 45 derece tırmandıktan sonra döndü ve hızlanarak gözden kayboldu. 
Olaydan birkaç gün sonra, ofis şefimle bira içerken ve cismin ne olduğunu düşünürken, şefime olaydan bahsetmeye karar verdim. Bahsettiğimde bana rapor hazırlamamı söyledi. Dediği gibi yaptım fakat bir daha konuyla ilgili hiçbir bilgi alamadım.” 
NASA eski çalışanlarından olan Otto Binder, kendi amatör telsizleri ve VHF alıcılarıyla NASA’nın yayınını alabildiğini söylemiştir. Apollo 11 uçuşu sırasında yapılan ve Binder’ın sözünü ettiği telsiz ve alıcılar sayesinde duyulan konuşma şöyledir: 
Kontrol Kulesi: "Orada ne var? Kontrol Kulesi Apollo 11’i arıyor. " Apollo 11: "Bu bebekler çok büyük efendim.. Kocaman.. Tanrım, inanmayacaksınız.. Burada başka uzay araçlarının olduğunu söylüyorum... Kraterin öte tarafından bizi izliyor." 
1979’da NASA İletişim Sistemleri eski şefi, bilim adamı Maurice Chatelain Armstrong’un UFO gördüğünü bildiren raporunun gerçek olduğunu bildirmiştir. Chatelain, “Karşılaşma NASA’nın ortak bilgisidir, fakat şimdiye dek kimse bununla ilgili bir şey söylemedi” diye konuşmuştur. 
APOLLO UÇUŞLARI 
Apollo uzay uçuşları, dünyaya Ay hakkında en doğru cevapları verecek bilgilerle doludur. Bu uçuşlarda astronotlar sayısız UFO filmi ve fotoğrafı çekme imkanı bulmuşlardır. Resimlerde UFO’lar açıkça gözlemlenebilmektedir. Astronotlar bu gözlemler üzerine büyük bir heyecana kapılmışlardır. Eğer gördüklerini dünyaya döndüklerinde açıklayacak olurlarsa, birçok kurulu düzeni, pek çok inanç biçimini kökünden değiştireceklerini bilen astronotlar, görevleri gereği susmayı tercih etmişlerdir. Ama yine de bazı kaynaklardan sızan haberler ve ele geçen birtakım belgeler sayesinde Apollo uçuşlarında gerçekte neler olup bittiği ortaya çıkmıştır. 
Apollo 7: 11-22 Ekim 1968. Astronotlar; Walter Schirra, Donn Eisele ve Walter Cunningham. 
Yakın zamana kadar sorumlu çevrelerin gizlemeyi başardıkları bir haber, rastlantısal olarak 12 Ekim 1968 gecesi saat 22.15’de ilgililerin kulağına erişti. Haber İsviçre Telgraf Merkezi’nden, UFO inceleme grubu G.E.C.O.C.N.I.’nın direktörü M. Francis Schafer’e iletilmekteydi. Ele geçen metne göre, Apollo 7, Avustralya üzerinden uçtuğu sırada, astronot Cunningham, uzay aracının yanından uçarak geçen meçhul cisimlerin varlığını merkeze bildirip talimat istemişti. 
İsviçre Telgraf Merkezi, haberi Cape Kennedy’de bulunan İngiliz Haber Merkezi Reuter’den almıştı. 
Apollo 8: 21-27 Aralık 1968. Astronotlar; Frank Borman, James Lowell ve William Anderson. 
Houston Uzay Merkezi ve milyonlarca TV izleyicisi büyük bir heyecan yaşarken, dünyadan uzaya doğru şu alarm dolu ses yayılmaktaydı: 
"-Houston merkezi, Apollo 8’i arıyor. Apollo 8 cevap ver. " 
10 dk. sonra Lovell’in sesi kulaklara geldi: 
-"Merkez burası Apollo 8.. Uçan daireler.. Kaç tane mi? Belki 5, çok heyecanlıyım. " 
"-Kahretsin! Lovell neler söylüyorsun?" 
Ve birden bire televizyondaki yayın sona eriyor... 
Halk, Apollo 8 ile merkez arasındaki konuşmaları asla öğrenemedi. Çünkü UFO’larla ilgili gerçeğin Dünya insanları tarafından öğrenilmesi bilim adamlarının hayatta isteyecekleri en son şeydi. Araştırmacılar bununla da yetinmeyerek uzayda çekilen fotoğrafları sıkı bir sansürden geçirdikten sonra dünya basınına verdiler. Apollo-8 uzaydan geldiğinde beraberinde 1500 tane fotoğraf getirmişti. Bunların sadece 380’i basına verildi, geri kalan 1100 fotoğraf sakladıkları sır nedeniyle arşivlere kaldırıldı. 
Apollo 9: 3-13 Mart 1969. Astronotlar; James Mc Divitt, David Scott ve Russel Schweickart. 
Dünya yörüngesinde 9 milyon km. den daha fazla bir mesafe kateden bu misyon, Ay İniş Modülü’nün -astronotları Ay’ın yüzeyine indirmek için yapılmış olan, örümceğe benzeyen araç- uzaydaki ilk işleyiş kontrolünü de kapsamaktaydı. Astronotlardan Schweickart, Apollo uçuşlarının ilk uzay yürüyüşünü yaptı. 
Apollo 9, hakkında en az doküman toplanabilen misyon olmuştur.NASA her defasında olduğu gibi olayları sansürlemiş ve yalanlanmıştır. Fakat, NASA’nın elinde Apollo-9 ve UFO’larla ilgili pek çok döküman bulunmaktadır. 
Apollo-10: 18-26 Mayıs 1969. Astronotlar; Thomas Stafford, Eugene Cernan ve John Young. 
Ay yörüngesinde yaklaşık 62 saat geçiren astronotlar, insanlı ilk Ay inişinin tam teşekküllü provası olarak anılan bu uçuş sırasında, Ay İniş Modülü’nün, Apollo Yörünge Kumanda Modülü’nden ayrılarak Ay yüzeyinin 13 km. kadar yakınına uçmasını sağladılar. 
Apollo 10 astronotları, uzay uçuşu sırasında UFO’ların Apollo’ya refakat ettiklerini bildirmişlerdir. Yetkililer Apollo 10’un Ay yörünge uçuşu sırasında UFO’ları gördüğünü belirtmekte ve bunun kanıtı olarak da Apollo ile Ay arasındaki parlak cismin fotoğraflarını göstermektedirler. Ayrıca Apollo-10’un UFO gözleminin gerçekliğini kanıtlayan bir de film mevcuttur. Bu filmin ilginç yanı Ay’a ilişkin bölgeler filme alınırken bir UFO’nun görüntüye girmesi değil, astronotun Apollo ile Ay arasında hareket eden parlak ve uçan cismi kamera ile izlemesidir. Bilim Araştırma Grubu’nun da arşivlerinde bulunan filmde, söz konusu uçuş halindeki UFO gayet belirgin bir şekilde görülebilmektedir. 
Halen NASA’nın gizli arşivlerinde, UFO’ların dış uzayda ve yörüngelerde Apollo’lar ile çeşitli uzak-yakın temaslarının çekilmiş filmleri mevcuttur. Yakın zamanlarda bu filmlerden bazıları, bir UFO araştırmacısına verilmiştir. NASA için, en tehlikesiz addedilerek verilen bu filmlerde dahi UFOların gayet bariz bir şekilde uçmakta oldukları bu araştırmacı tarafından ifade edilmektedir. 
Apollo 11; 16-24 Temmuz 1969.Astronotlar; Neil A. Armstrong, Edwin E. Aldrin ve Michael Collins. 
8 yıl önce saptanan hedefe ulaşarak Ay’a inen Neil Armstrong ve Edwin Aldrin, Ay’ı inceleyen ilk insanlar oldular. Sea of Tranquillity’ye (Durgunluk denizi) inildiğinde Armstrong tarihte daima anılacak olan şu sözleri söyledi: “Kartal inmiştir.” Apollo 11 mürettebatı Ay taşlarında çeşitli örnekler topladılar ve tarihin en büyük televizyon seyirci kitlesi tarafından canlı yayınla dünyadan izlendiler. 
Apollo-11 uzay aracı Dünya’dan ayrılalı henüz birgün olmuştu ki mürettebat, araç ile Ay arasında olağandışı bir obje gördü. Önce bunun Satürn-IV yardımcı roketi olduğunu düşündüler. Ancak Houston, Apollo-11 astronotlarına, yardımcı roketin 9000 km. den daha ötede bulunduğunu bildirdi. Bu konuda astronotların yaptığı açıklama: 
Aldrin- "Gördüğümüz ilk olağandışı şey, sanırım bir gün uzaklıkta idi ya da Ay’ın oldukça yakınında bulunan bir şeydi. Oldukça iri boyutlara sahip olduğundan tek gözlü dürbünü üzerine ayarladık." 
Collins- "Bu cismi nasıl görmüştük ki? Öylesine pencereden dışarı bakarak mı görmüştük? " 
Aldrin- "Evet. SIVB(Satürn roketinin 3. katı) olup olmadığından emin değildik. Yer’e sorduk ve S-IVB’nin 9,000km. ötede olduğunu öğrendik. O sırada yüksek randımanla ilgili bir sorunumuz vardı. " 
C- "Bir şey vardı. Bir şeyin tosladığını hissettik, ya da bana öyle gelmişti. " 
A-."...sonra, geçip giden bu parlak objeyi gördük. L biçimindeymiş gibi duruyordu. " 
Armstrong-"Açık bir bavul gibi." 
Aldrin- "O sırada PTC’de olduğumuzdan hepimizin teker teker gözlemleyebildiği bu cismin kesinlikle, civarımızda bulunduğu ve oldukça hacimli boyutlara sahip olduğu kanısı doğuyordu. " 
Armstrong- "Çıplak gözle tam olarak seçilemiyordu. Nasıl bir biçime sahip olduğunu söylemek, menzilini ya da boyutlarını kestirmek zordu". 
Collins- "Önce, içi boş bir silindire benziyordu. Fakat sonra, silindir yerini açık duran bir kitap şekline bıraktı. Gerçekten de tuhaftı. " 
Bu konuşmalar dışında, Apollo 11 uzay aracı Ay’a yaklaşırken astronotlar tuhaf radyo parazitleri işitmeye başladılar. Bu durumdan şaşkına dönen yer kontrol- “Orada sizinle birlikte başkalarının da bulunmadığından eminmisiniz?” diye sordu. 
Bu radyo sinyalleri Apollo 11 uzay aracının dışından geliyordu. NASA uzay programının eski üyelerinden Otto Binder, Yer Kontrol-Apollo 11 konuşmalarının önemli bölümlerinin çıkarılmış olduğunu ileri sürmektedir. 
19 Temmuz 1969’da Apollo 11, Ay’ın etrafında dönerken Aldrin Ay yüzeyini filme almaktaydı. Bu sırada ufukta kimliği bilinmeyen disk şeklinde, ışıklı uçan nesneler ortaya çıktı. Bazen arka arkaya uçuyorlar, bazen birbirlerinden uzaklaşıyorlar, sonra gene yaklaşıyorlardı ve dünya yapısı hiçbir uzay aracının yapamayacağı manevraları yapıyorlardı. Neil Armstrog, “Gerçekten böyle bir şeyi beklemiyordum, ama onları gözlerimle gördüm” şeklinde konuşmuştur. Daha sonra, Aldrin ve Collins daha küçük bir UFO’yu filme almışlardır. Sözkonusu filmler NASA’da saklanmaktadır. 
Bilindiği üzere, Apollo 11 Ay’a iniş programında astronotlardan Armstrong ve Aldrin’in Ay yüzeyine indikten sonra 10 saat süre ile kapıları bile açmadan, her an kalkışa hazır bekleyen Ay İniş Modülü’nün içinde kalmaları öngörülmüştü. Neden? NASA’nın açıklaması, “Astronotların dinlenmesi lazımdı” şeklindeydi. 
Mayıs 1969’da, Das Beste’de yayımlanan haberde astronotların Ay’a ayak basmalarından itibaren davranışlarını şöyle anlatılmaktaydı: “Acil dönüş zorunlu olduğu takdirde buna sürekli hazır durumda bulunarak ve Ay’dan sadece fotoğraflarla dönmeye razı olarak, çantalarını acele topladıkları taş ve toz örnekleriyle dolduruyorlardı.” 
NASA hiçbir zaman bu acil geri dönüşün nedenini açıklayamamıştır. 
Aya iniş sonrası, Apollo-Houston 
Armstrong- "Burası sessizlik denizi " 
Armstrong- "Kartal sessizlik denizinde bulunuyor." 
Houston- "Houston sessizlik denizinde. Kontrol sistemlerinizde tüm araçların en iyi biçimde çalıştıkları görülüyor. " 
Armstrong- "Bizimkiler de öyle." 
Aldrin- "Varış noktasının koordinatlarını tam olarak bilmiyoruz, fakat araştırıyoruz. Kısa bir zaman sonra bunu size bildireceğiz. " 
Houston- "Bununla oyalanmayın! Bunu biz saptayacağız. " 
Armstrong- "Etrafımızda küçük kraterler var. Büyüklükleri 6 ile 15m. arasında. Yaklaşık yarım mil uzaklıkta izler var, sanki tırtıllı bir traktör tarafından bırakılmış gibi! Bunun dışında, Ay’ın çekimi oldukça iyi, insan kendini sanki uçaktaymış gibi hissediyor. " 
Konuşma daha sonra Aldrin tarafından sürdürüldü. Aldrin, tanımlamalarında Armstrong’tan daha dikkatliydi, fakat buna karşılık kullandığı kelimeler karışık anlamlar içeriyordu. 
Aldrin- "Çevrede renkler az, fakat herhangi bir taş bloku olabilir. Lütfen şimdi Yörünge Kumanda Modülü’nü her an ulaşabileceğimiz bir yakınlığa yöneltin." 
Bunların dışında, iki astronotun yer merkezi ile yaptıkları direkt konuşma da son derece ilginçti. NASA, bu konuşmaları dünya haber ajanslarına verirken sansürlemiştir. Ama konuşmaların bir kısmı başka dinleme merkezlerince tespit edilebilmiştir: 
Astronot- "Neydi o? Ne biçim şeydi? Anlamak isterdim... " 
Houston..............(Sansür) 
Astronot- "Bebekler kocamandı beyim... Kocaman..." 
Houston- "Ne? Ne oluyor yukarıda? Size ne oluyor Allah aşkına?" 
Astronot- "Evet evet oradaydılar.. Bazı ziyaretçiler vardı. Size söyleyeyim, orada başka uçan daireler var. Bir hat şeklinde sıralanmışlar. Kraterin kenarında bekliyorlar. " 
8 Ağustos 1969 tarihli LIFE dergisinde yayımlanan bir fotoğraf bu konuşmalara delil olarak gösterilebilir. Fotoğrafta, Modül’ün solunda ve uzak planda, parlayan iki uçan daire açıkça görülmektedir. 
11 Ağustos’ta Kanada Minuit gazetesi büyük puntolarla Amerikan astronotlarının Ay’da canlılar görmüş olduklarını yazıyordu! 
20 Temmuz saat 10:56’da, yani Armstrong’un Ay’a ayak basmasından hemen sonra göz kamaştırıcı bir ışık görüldü. Armstrong tam konuşmaya başlamıştı ki, Houston kontrol merkezi derhal konuşmayı kesti. 
Minuit gazetesinin yazdığına göre, Armstrong yumurta biçiminde bir araç görmüştü. Aracın içinden kendilerini izlemekte olan ve kabarcık biçiminde başlıklar taşıyan insan benzeri iki yaratık çıkmıştı. 
Armstrong bu konuda Houston’a bilgi vermek isterken, kendisine bu olayların filmini çekmemesi ve derhal gizli bir kanala bağlanması emredilmişti. 
Apollo-12; 14-24 Kasım, 1969 astronotları; Charles Conrad Jr., Richard F. Gordon Jr., Alan L. Bean 
Apollo 12- "Sürekli aynı yerde kalan ve takla atıyormuş gibi görünen bir obje ile birlikteyiz. Dünden beri bizimle beraber ve sanki bizimle birlikte gelmekte... Dönüş açımız 35 kadar olduğunda çoğunlukla, merkezi lumbomuzdan görülüyor... belki de bu size bir ipucu verebilir ve biriniz, gerçekte veya kalmakta olduğumuzu...... bulabilir." 
Houston- "Tamam. Çizim masamıza döneceğiz." 
Apollo 12- "Obje çok parlak ve takla atan bir şey olduğu aşikar. Saniyede birbuçuk devirlik taklalar atıyor ya da bu oranda yanıp sönüyor. Bu adoptör panolarından birini, yüksek bir hızla bölgeyi terkederken gördüm ve bana sanki saniyede 30 cm.den daha hızlıymış gibi geldi. " 
Houston- "Pekala, bölgeyi nasıl terk ettiklerini ya da yörüngelerinin ne olabileceği hakkında bir fikrimiz yok, bunun ne olduğunu söylemek zor. " 
Apollo 12- "Tamam. Yine de iyi niyetli olduğunu farz edeceğiz, tamam mı? " 
Houston- "Eğer herhangi bir gürültü yaparsa, muhtemelen aracın donanımındaki rüzgardır." 
Astronotların kendi aralarındaki konuşmalar; 
Bean- "Pete, fonda epeyce gürültü işitiyor musun? " 
Conrad- "Statik cinsinden ya da öyle şeyler mi? " 
Bean- "Sürekli bir ıslık sesi işitiyorum" 
Conrad- "Benim işittiğim de bu, tamam." 
Gordon- "Houston, fondaki bu arkası kesilmeyen bip sesini iştiyormusunuz? " 
Houston- "Evet. Son 45 dakikadır işitmekteyiz." 
Gordon- "Nedir bu? " 
Apollo 12- "Dünya’nın tam merkezinde, şimdi gerçekten parlak bir ışığın parladığını görüyoruz. Dick dürbünle bakıyor. Gerçekten parlak. " 
Ve ardından obje birkaç dakika içinde kayboldu. 
Apollo mürettebatının başından geçen esrarengiz macera dünya basınını sansasyonel ayrıntıları ile günlerce meşgul etti. “Gemide gergin bir hava hüküm sürüyor” şeklinde yazdı gazeteler. Üç astronot uzaydaki düşmanlardan ve esrarengiz objelerden söz etmeye başladılar. 
Apollo-13, 11-17 Nisan 1970, Astronotlar; James A. Lowell Jr., John L. Swigert Jr., Fred W. Haise Jr. 
Bu uçuş en çok sansüre uğramış olan uçuşlardan biridir. Apollo 13’ün uçuş amacı hakkında çok fazla spekülasyon ortaya atılmıştır. 
Apollo 14- 14;31 Ocak-9 Şubat 1971; Astronotlar; Alan B. Shepard, Jr. Stuart A. Roosa, Edgar D. Mitchell. 
Apollo 14’ün uçuşu sırasında, çeşitli uçuş koordinatları içerisinde astronotlardan A. Chepard ve E. Mitchell, kendi uzay araçlarını izleyen bir UFO gözlemlemişlerdir ve bunu Yer Kontrol’a bildirmişlerdir. Bu bildirim, özel UHF kanallarından ve her zaman olduğu gibi şifre kelime ve ifadeler ile yapılmaktadır. Fakat astronotlar bazan aşırı heyecanla boş bulunarak Uçan Daireler! Diye çığlık da atmaktadırlar. 
Apollo 15; 26 Temmuz- 7 Ağustos 1971. Astronotlar; David R. Scott, Alfred M. Worden, James B. Irwin. 
1 Ağustos 1971’de kaydedilen Apollo 15 irtibatında Scott ve Irwin tuhaf izler gördüklerini rapor etmişlerdi. 
Irwin- "Hey, şu beyaz renkli dağa bak. Diğerlerinin yanında uç kısmında bir boya lekesi varmış gibi gözüküyor." 
Scott- "Evet, koyu gri bir dağ, fakat gerçekten 5 köşeli bir yıldız gibi görünüyor- tepesinde küçük gri ve beyaz değişiklik ile. Beş köşeli yıldız 15cm. çapında ve 10 ya da 12,5cm. yüksekliğinde ölçümlendi. Uç kısmında açı şeklinde, 5 yada 7.5 cm. ....(tahrif) bir ışık ile ortadaki gri taşların bulunduğu yerden. Gerçekten bir çıkınrt teşkil ediyor. Çok şaşırtıcı. " 
Bu izler nedir? Bunları kim yaptı? Nereden geldiler? NASA’nın bunlar için bir yanıtı var mı? 
Apollo 16 uçuşu; 16-27 Nisan 1972. Astronotlar John W. Young, Thomas K. Mattingly, Charles M. Duke Jr. 
Astronotlar gezi sırasında Apollo-16 modülü çevresinde uçan beyaz objeler gözlemlemişlerdir: 
Houston: "Esrarengiz bir şeyden söz ettin…" 
Orion: "Tamam Gordy, pitch hareketi yaptığımızda Ay iniş modülü çevresinde gördüğümüz birşeyden bahsetmek istedim. 9 ya da 12 metre kadar dışarıya doğru kayıyorduk ki, uçarak gezinen bir sürü obje belirdi. Sanki sevkedilmekte ya da fırlatılmaktaydılar. Ancak bundan emin değilim. " 
Houston: "Bunu kaydediyoruz Charlie. " 
Apollo-16 keşif gezisi sırasında başka esrarengiz şeyler de olmuştur. Astronot Mattingly, Ayın çevresinde dolanırken uzayda parlayan bir ışık görmüştür. Obje daha sonra gözden kaybolmuştur. Mattingly, yer kontrol kayıtlarında Ay üzerinde gördüğü bir ışık ve cam kubbeden de söz etmektedir: 
Houston: "Oradaki sisli bölgeye bakıp yüzeyde ne gördüğünü söyleyebilir misin? " 
Duke: "Kubbelerin karşısında arazi yapısı bir geçide dönüşüyor. Diğeri ise tepeye doğru gidiyor. Geçidin kuzeydoğu tarafı gözükmüyor, tanımlayamayacağım. Kuzeybatıda tüneller var." 
Houston: "Oranın hemen yanında manyetometre göstergesi sapıyor, şimdi 313 gama’yı gösteriyor. Bu şimdiye kadar Ay’da ölçümlediğimiz en güçlü sapma!," 
Young: "Bu büyük yapı tıpkı saplanmış bir mermi gibi onun manyetik alanını değiştiriyor. " 
Astronomlar son yıllarda Ay üzerinde 200’den fazla, beyaz, yuvarlak ve kubbe biçiminde yapılar gözlemlemiştir. Bunlar bilinmeyen esrarengiz sebeplerle birden ortadan kaybolmakta ve başka yerlerde yeniden ortaya çıkmaktadırlar. 
Apollo 17: 6-19 Aralık 1972. Astronotlar Eugene Cernan, Ronald E. Evans, Harrison H. Schmitt. 
Astronotlar, Oriantale Krateri’nin doğu kenarında ışıklar saçan bir obje gördüklerini rapor etmişlerdir. Uzay araştırmalarında oldukça deneyimli bir bilim adamı olan Dr. Garry Henderson şöyle söylemektedir: “Bütün astronomlarımız bu objeleri (UFO’lar) görmüşlerdir, ancak gözlemlerini herhangi başka bir kimseyle tartışmamak yönünde emin almışlardır.” Henderson NASA’da bu araçların elle ve sine-kamerayla yakın mesafeden çekilmiş birçok gerçek fotoğrafları bulunduğunu ileri sürmektedir. 
Apollo-17 uçuşu sırasında astronotlardan Ron Evans iki, Harrison Schmitt ise bir UFO görmüşlerdir. Astronotlar ayrıca Ay üzerinde kubbeler de gördüklerini rapor etmişlerdir.: 
Evans: "Ayın arka tarafından rapor etmek istediğim büyük şey, güneydeki o kubbe. " 
Houston: "Kaydediyoruz Ron. Kubbenin rengi ile oradaki Aitken denizi arasında bir fark var mı? " 
Evans: "Evet, var. O Condor, Condorsey ya da Condorecet Oteli (UFO şifresi), ne adla anmak isterseniz, döşemesinde baklava biçiminde bir dolgu var…Ya üzerine kaydı, ya da kuzeybatıdaki duvarın diğer tarafına… " 
Houston: "Tamam. Concordet A’nın kuzeybatı duvarını kaydediyoruz." 
Evans: "Alanın şekli oval ya da eliptik. Elips yukarıya doğru yer alıyor." 
Artık Apollo uçuşlarına devam edilmesi öngörülmemektedir; bu da NASA’nın Ay hakkında öğrenmek istediğini öğrenmiş olmasından ve Ay'ın başka varlıklar tarafından kullanılıyor olmasındandır. Günümüzde Ayın yörüngesinde son derece pahalı uydular dönmektedir. Bunlardan RAE uydusunun amacı Dünya gözlemevlerine kaliteli fotoğraflar sağlamak, Galaksi ve Galaksi dışının alçak frekansla taranma işlemleri, ya da Ay’da bulunan sondalar aracılığı ile uzaylılarla kontakt kurmak. 
Hem NASA’nın hem de dünyanın çeşitli ülkelerinden UFO araştırmacılarının ellerinde Ay'daki varlıklarla ve UFO'larla ilgili sayısız belge, film ve fotoğraf bulunmaktadır. Bunları yalanlamakla UFO gerçeğini kimse değiştiremez. Vazgeçmek istemedikleri tutucu yaklaşımlar ise, insanların UFOlar konusunda meraklarının giderek artmasına ve bu konuda bireysel de olsa araştırmalar yapılmasına neden olmaktadır.

Arkadaşlar hepsini okumanız mümkün değil biliyorum ama ilginizi çekecek olursa.

 

 

 

 

 

 

Ben inanmam,bunlar uydurmaca saçmalık diyen arkadaşlarada:

Eğer Kuran-ı-Kerim okuduysanız 18.000 alemin(canlı grubunun) varlığından söz edilmektir belki ben yanlış hatırlıyorum ama bu kainatta yalnız olmadığımızı düşünmenizde bir sakınca yok...

Belki de yüce ALLAH c.c yarattığı fakat bizim fark edemediğimiz canlılar olabilir nasıl ki bize hiç görmediğimiz bir hayvandan(deniz canlısı,parazit vs) bahsetseler inanmayız ama gördüğümüz zaman şaşırırız virüslere de zamanında inanılmayıp sonradan gözlemlenebildiği gibi;

Bakmasını değil görmesini bilmek lazım belki gerçekten böyle canlılar mevcuttur dediğim gibi uçsuz bucaksız ya da bizim öyle zannettiğimiz bir kainat ve aklına sual olunmayacak YÜCE BİR YARATICI...

 

Aklıma bir şey geldi...Kuranda geçen

“Hani Yusuf babasına: Babacığım, gerçekten ben (rüyamda) on bir yıldız, Güneş'i ve Ay'ı gördüm; bana secde etmektelerken gördüm demişti. (Babası) Demişti ki: Oğlum, rüyanı kardeşlerine anlatma, yoksa sana bir tuzak kurarlar. Çünkü şeytan, insan için apaçık bir düşmandır. Böylece Rabbin seni seçkin kılacak...” (Yusuf Suresi, 4–6)

1400-1500 yıl önce Kuraanda geçenler

“Hani Yusuf babasına: Babacığım, gerçekten ben (rüyamda) on bir yıldız, Güneş'i ve Ay'ı gördüm; bana secde etmektelerken gördüm demişti. (Babası) Demişti ki: Oğlum, rüyanı kardeşlerine anlatma, yoksa sana bir tuzak kurarlar. Çünkü şeytan, insan için apaçık bir düşmandır. Böylece Rabbin seni seçkin kılacak...” (Yusuf Suresi, 4–6)

Programı hiç beğenmedim,beğenmeye çalıştım ama olmadı beğenemedim..Çünkü mahalle ağızı,kahve kültürü gibi bir şey oldu..Adamlar nasayı mahallenin bakkalı gibi görüp,nasa hakkında olmadık saçma sapan fikirler yürütüyor..

Konunun uzmanı olmayan,çok gereksiz bazı kişileri davet etmişler,adam ufo savaşı gördüm deyip davet ediliyor,ve marmara depremini uzaylılar yaptı deyip işin içinden giderayak güya bir bomba patlatayım havası ile çıkıyor,ve hiç bir açıklama yok..Kamera görünce dayanamayan bir milletiz vesselam......