Ana içeriğe atla
3 Şubat 2011 tarihinde muzzi55 tarafından gönderildi

Yaşanabilir 54 yeni gezegen

NASA, yaşam koşullarına sahip olma ihtimali yüksek 54 yeni gezegen keşfetti

AA
Güncelleme: 01:02 TSİ 03 Şubat. 2011 Perşembe

WASHINGTON - NASA'nın Kepler teleskobu ile, diğer güneş sistemlerinde, yaşam koşullarına sahip olma olasılığı yüksek 54 yeni gezegen keşfedildi.

Samanyolu galaksisinin 1 yıl boyunca taranması sonucu, diğer güneş sistemlerinde bin 235 adet, gezegen olma olasılığı yüksek gök cismi belirlendi.

Kepler, gezegen olma olasılığı bulunan, bilinen gök cisimlerinin sayısını da böylece üçe yakın oranda katlamış oldu. Bunlardan 54'ünün, kendi güneşlerine, yaşam koşullarına uygun yani ne çok soğuk ne de çok sıcak olabilecek uzaklıkta (yaşanabilir kuşakta) olduğu anlaşıldı.

Kepler projesinin baş araştırmacısı William Borucki, bu keşfin oldukça heyecan verici olduğunu ifade ederek, bugüne kadar, yaşamın desteklenebileceği kuşakta yer alan sadece 2 gezegenin bilindiğini söyledi.


Bu gezegenlerin bu kuşakta yer almaları, bunlarda yaşam olabileceği anlamına gelmiyor. Bunun en iyi örneği olarak da, tamamen çöl halindeki Mars gösteriliyor. Bu gezegenler teleskopla gözlemlenemiyor, yüzey koşulları görülemiyor, bu gezegenlerin ancak, kendi güneşleri üzerinde oluşturdukları çekim veya güneşlerinin yaydığı ışığa çıkardıkları engel, defalarca yapılan gözlemlerle izlenerek, orada oldukları anlaşılıyor.

Bu gezegenlere seyahat de mümkün değil çünkü, bugünkü teknolojiyle dünyadan bunlara seyahatler, milyonlarca yıl sürebilecek.

Uzayda dünya dışı yaşam olabileceğine ilişkin olasılığı arttıran bu yeni keşif içerisinde bulunan gezegenlerin yüzeylerinin 0-100 santigrat derece arasında değiştiği, yüzeylerinde bulunma olasılığı bulunan suyun sıvı halde olduğu düşünülüyor.

2009'da fırlatılan Kepler, Güneş'in yörüngesinde, Dünya ve Mars'ın yörüngelerinin arasında dönüyor.

kaynak : ntvmsnbc

Yorumlar

Buna ilaveten su bilgileri  eklemek gerek  1235 olasi yeni gezegen kesfinden 54 tanesi yildiz cevresindeki yasanabilir bölge icinde.Ve 5 tanesi yaklasik düya boyutundadir.Geri kalan 49 gezegen düyadan birkac kat daha büyükten - jüpiterden daha büyüklüge kadar gitmekte  olup hala yasabilir bölge icinde bulunmaktadirlar.Bu sonuclara uzaya 2009 da firlatilan kepler teleskopu ile 4 aylik  bir sürecte ulasilmistir.Samanyolunda 156 000 bin yildiz taranmis.Ama bu bile gökyüzünün ancak 400 de 1 kadar bir kismi olusturdugu nasa internet sitesinde belirtilmktedir.Birkac ay yada yil icinde kesin olarak  bu gezegenlerin varliklari onaylanicakmis.Simdili kesin onay icin son gözlemler yapilmaktaymis..

 

Kaynak : nasa

http://www.nasa.gov/mission_pages/kepler/news/kepler_data_release.html

MUZZI55 Konu için teşekkürler..Nasıl ki bizler daha doğrusu nasa uzayda yaşanabilir gezegen arıyorsa, belki evrenin bir yerlerinde aynı bizim aradığımız gibi yeni yaşam arayan başka dünyalara ait canlılarda olabilir..Belki de onlar gelişmiş teknolojileri ile dünya için, işte yeni bir yaşanabilir gezegen bulduk diyebiliyorlardır..Fakat onların bize ulaşması konusunda en büyük engelin yine yol yani mesafe olduğunu düşünüyorum..Evrenin bir yerlerinde mutlak surette başka yaşanabilir yerlerin olduğu kesin fakat ah şu mesafe olmasaydı..

Ve yine onların bizler gibi veya bizlerden daha gelişmiş olmaları da gerekiyor ki bizim onlara ve onlarında bizlere ulaşması kolay olsun,ama sinyallerle ama birebir ulaşarak..Veya ya onlar bizlerden daha geride ise,işte o zaman onların  bizlere sinyal göndermesi veya bir şekilde bizlere ulaşması imkansız olur..Daha da doğrusu bizler evrende bizlerden başka yaşayan canlıların bizlerden daha ileri olduklarını kabul ediyoruz..Bunun aksine bizden çok daha geri olabilme ihtimalleride yüzde elli yani yarı yarıya olabilirlik göstermektedir..

Sevgili muzaffer,dediklerinize katiliyorum aradaki mesafeler cok büyük ,yanlis hatirlamiyorsam  Cygnus ve Lyra takimyildizlari etrafindaki alanlar taranmis ,bunlarda 11 -30 isik yili uzakliktaki yildizlardir.Yani oralara bugünkü hatta 30-40 yil sonraki teknolojimizle ulasmamiz imkansiz gibi görünüyor.Isik hizina ulasan bir teknolojimiz olsa bile en yakindakine ulasmamiz 11 yilimiza malolur ki bir insanin bu zaman süresindeki bir yolculuga piskolojik olarak dayanamiyacagi nasa deneylerinde ortaya cikmistir.Tek altarnatif solucan delikleri denilen simdilik sadece var olabilecegi düsünülen bir alternetif yolculuk gibi durmakta sanirim :)

Bizden cok daha gelismis canlilar olabilecegi gibi , sizinde vurguladiginiz gibi ilkel düzeyde yasamlarda barindirmasi cok muhtameldir.Hatta akilli yasam kategorisine girmeyecek bakteriyel düzeyde yasamlar da olabilir.Ama haberde belirtigi gibi bu 54 gezegen sadece suyun sivi halde bulunabilecegi "yasamsal bölge" denilen  alanin icindedir.Yani hic birinde yasamin olusmamis olmasi bile mümkündür.Diger yandan bu 54 gezegen samanyolu galaksisi icinde cok kücük bir alani teskil eden 156 000 yildizin bulundugu Cygnus ve Lyra takim yildizi ve civarindaki yildizlardan olusmaktadir.Galaksimizdeki 200 milyar yildizin da arastirilmasi sonucu yasamsal alan icinde kalan gezegenlerin  nekadar  artacagini düsününce insan ister istemez heycanlaniyor bu kesiflere.Galiba yakin zamanda tek  yapabilecegimiz  yasamin baska gezegenlerde oldugunu söyleyebilmek olacak gibi duruyor.Oralara ulasmaksa simdilik  bilim kurgu ne yazikki :)

Sevgili muzzi55 verdiğiniz biligiler çok güzel,ve bu arada bana göre bir gezegende en önemlisi, su olduğunda ve suya bağlı olarak canlılarında olabilme ihtimali oldukça fazladır,çünkü yaşam su ile başladığı için..Ne dersiniz ?..

Ayrıca bir zamanlar marsta su olduğunda canlı yaşamında var olduğuna inanıyorum ama bu canlı yaşamın boyutunu bilemiyoruz miksoskobikte olabilir veya fiziksel olarak daha büyük ve daha değişik canlılarda olabilir,belki de marsta önce su tükendi ve buna bağlı olarak atmosferini kaybetti muhtemelen olabilir belki..

Muzaffer bey,zaten birkac yil öncesine kadar suyun bulunmadigi bir gezegende yasamin var olamiyacagi kesinlik derecesinde inaniliyordu,hala en güclü ihtimal bu olarak ele alinsada ,gecenlerde nasanin yapmis oldugu aresenikte yasayan bakteri  haberi olaylara bakisi biraz degistirmekle birlikte hala  karbonun yasami olusturan temel bilesimin oldugu bilinmektedir.Bu yüzden suyun bir gezegende var olmasi karbonun da var olacagi anlamini tasidigi icin dünya disi yasam arayislarinda ïlk önce bakilan gezegenler bizim dünyamiz gibi günesine uygun mesafede bulunan ;suyun sivi halde bulunabilecegi "yasam alani" yada "goldilocks zone " diye bilinen alanlardir.Bu yüzden suyun sivi halde bulunmasi dünya disi yasam arastirmalari icin birinci öncelik olmayi hale sürdürmektedir.

Mars in kuzey kutuplarinda su buz halde bulunmaktadir ama gezegenin yasina göre cok da uzak olmyan bir gecmiste sivinin su halde var oldugu üzerindeki kanallardan,ve mineral kalintilarindan tespit edilmistir.Problem marsin su anda suyu sivi halde tutabilecek bir atmosfere sahip olmamasidir.aslinda bizim dünyamizin ihtayaci olmayan "küresel isinma "diye bilinen karbondioksit artisi mars atmosferi olusabilmesi icin birinci dereceden önemlidir :) marsta tekrar yasamin olusturulmaya calisilmasi  ile ilgili cok güzel bir belgesel linki vermek istiyorum,izlemeyenler varsa muhakkak izlemeli,oldukca etkileyici..

saygilar

http://www.dizi-izleyin.com/marsta-yasam-belgesel-izle-izle

Ben ne yazikki bire bir insan görünümlü canlilarin olabilecegini pek düsünemiyorum :) bunun olabilmesi icin o gezegenin baslagicindan beri ayni evrimsel ,jeolojik ,atmosfer bilesenelri vs kosullarin var olmasi gerekir ki bana olasi gelmiyor.Ama önemli olan dünya disi yasami bulabilmektir sanirim..

muzzi asla dar bir vizyonla bakma çünkü alemler/evrenler bizim sığ bilincimizle kavrayabileceğimiz bir oluşum değildir.... bırakın yok insan gibi yok maymun gibiyi :) hiç bir yaşam formu insan yada şuan dünyadaki yaşam formlarından irine benzemek zorunda değildir... belgeselide izlemekteyim yarıda kesmek zorunda kaldım. :) ablamdan ötürü... ama başlardaki bir ilim insanın lafı beni derinden etkiledi "geleceği tehlike altında bir türüz" aman allahım bir gerçeği kabullenmek böyle mi acı verir. tabi şu durum bizi izleyen bizi gözetleyip koruyan ve bizim ağbeylerimiz yada ilahi varlığımızı yaratn yaratıcımızın koruyucu güçleri türümüzün tehlike altına girmesine izin vermeyeceğini tabikide biliyorum... (6. hissimin 6. katından biliyorum) nereden biliyon diye sormayıın diye yazdımmm :) belgesel eklediğin için ayrıca teşekkür ederim paylaşım yorumlarla çok güzel olmuş elinize sağlık...

Sevgili Erhanpehlivan, sanirim kimse maymunluk / insanlik bir durumdan bahsetmedi sen baska türlü anlamisin herhlade ,ama her gezegenin kosullari,yercekimi,atmosferi vs farklidir.Mesela  bizim günes sistemimizde hic bir gezegenin yer cekimi dünyamiz ile ayni degildir.Marsi ele alicak olursak dünyadakinden 3 kat daha  düsüktür, bunun bilimsel anlami ; orada yasayan bir canli olmus olsaydi bizlere benzemezdi,cünkü yercekiminin miktari canli vücudunun gelisimini baska türlü etkiler .Yer cekimi düsük gezegenlerde  daha uzun ,kas gücü cok fazla olmayan canlilar var olur,tersine yer cekimi dünyadakinden fazla olan bir gezegende de daha kasli canlilarin olusacagina dair bilimsel calismalar yapilmistir..Bi ara kaynagi bulabilirsem buraya eklerim.Bu sebeple gezegen kosullari canlilarin var olmasinda önemli yer teskil eder.Dar vizyon kelimesini bos bir aninizda yazdiginizi umuyorum,yoksa bir birimizi fazla tanimadan bunu bilemeyiz sanirim,özelliklede uzay bilimi konularinda sinirli vizyon cok yetersiz kalir belirtiginiz gibi...6.his -6.kat olaylarindan pek bisey anlamadim  ,ama sizin de istediginiz gibi sormuyoruz bisey :)

saygilar

20 dak boyunca yazdıklarım pc kitlenince gitti hadi şimdi baştan yaz bakalım :) sevgili dünyalı dostum haklı olarak bana bir tepki ki banada biri sığ dese bende aynı şekilde seviyeli bir dönüş yapardım. şimdi bana bir aferim yokmu :) burada şöyle bir durumu açık etmek isterim(saat 19.10) (misafir geldi  düşüncelerim dağıldı) (misafir gitmedi ben sözü uzatmadan bitireeğim halii anlayın saat 20.10) nerede kaldığımı bile unuttum.  (hahaha sevgili dünyalı dostum kendi kendime gülüyorum neyse silmeyeceğim) sevgili cidden özür dilerim senin ismini yazdıktan sonra yazıcağımı değiştirmişimdir. sanki direk sana bir şey söylemişim gibi olmuş fakat şunu söyleyeyim sen - ben, siz - biz ne senden gayri ben nede benden gayri sen yoktur. bu cümlemle eylemim bu öğrenimim ve yaşayışım haliyle bazen söylemlerime uzanıyor. kelimelerle size akıyor. sen derken dünyada yaşayan herbir kardeşimi ifade ediyordum ben de dahil kimseyi kendimden ayırarak üstünlüğüm varmış gibi bir yalan atamam, zira kimsede dünya mevkiisiyle kimseden üstün değildir. evet devam edecek olursam bilincimizin farklılığı bizlerin (inanıp inanmamanız önemli değildir) tekamül seviyeleri farklılık gösterir. işte tek farklılık bundan kaynaklanır. manevi kültürümüzle. 

her yaşamsal alanın kendi özel durumuna göre ortamda canlı yetişir. benimde demek istediğim zaten buydu sadece o an heralde geyikler havadaydı. ordan yazıya sızmış :) alaylı bir tarz yani dünya dışında her canlı bizim yaşam formumuza benzer olmak zorunda değil beli yarı eterik yarı bedenli yada yerçeimi düşüktür uzun boyludur falan filan kastım bu da değildi ben her biçimde kanı dna sı rna sı yaşayış inanış ve beslenme tarzına kadar çünkü herşey değişkenlik gösterebilir. 2 yazı da uzadı aslında aynı şeyi söylüyoruz. haliyle rezalet bir iletişim yöntemimiz var :) mecburen eğer birbirimizi karşılıklı canlı görsek tabikide olayın herşeyi değişir. çünkü insandan yayılan bir enerji vardır. ve bu  sen neysen odur noktasına gelir ki sakın yanlış anlamayın sadece bir yazıyla karşımızda insanları tartmamalıyız. çünkü karşınızda yazı yazan kişinin değil onu okuyan kişinin ruh haline göre karşınızdakine geri dönersiniz. burada kimseye laf atılmamaktadır arkadaşlarım muzzicim kusra bakma tekrar yaaaahuuu çok uzun oldu saat 20.35 :) ben misafire gittim :)

Erhanpehlivan,ya dostum aksam aksam felsefe ile yordun bizi :) Dostoyevskiyi okurken bile bukadar zorlandigimi hatirlamiyorum :) neyse yazimi yanlis anladiginizi zorlanarak da olsa anladim en azindan.Olur böle yanlis anlasilmalar bazen :) Misafirlerinizi birakip yamaniz takdire sayen bu arada :)

Bu arada Mars belgeseselini begenmenize sevindim arkadaslar,gercekten de Mars hakkinda her gecen gün daha cok konusmaya baslayacagiz gibi gözüküyor..

Kalin saglicakla,saygilar..

Erhan pehlivanın dediği gibi ilahi yaratıcımız bizleri, yani insanları bir şekilde koruyacaktır..Bu koruma esasen dünya dışı canlı yaşamla karşılaştığımızda gerçekleşecek gibi..Dünya dışı akılsız yaşam zaten bize ulaşamayacaktır, fakat akıllı ve öldürmeye programlanmış bir canlılar topluluğu ile karşılaşmamız halinde ki, bu canlıların mutlaka uzaylı dediğimiz canlılar olmasıda gerekmiyor,ilahi kitaplarda geçen sırf öldürmek ve bozgunculuk yapmak için var olan başka canlılarda bulunduğunu da düşünerek,bu durumda bizim her halde kendi gücümüzün dışında başka bir güce daha ihtiyacımız olacaktır, ve o yarattığını korumak üzere bizlere bir biçimde mutlaka yardım edecektir..Eğer bunlar kutsal kitaptaki gibi yecüc ve mecücler olacak ise burada yaratıcının mutlaka devreye gireceğini belirtmekte fayda var..

Ve ayrıca eğer kainatta bizlere bire bir benzeyen yani insan olan başka canlılar yoksa o halde demekki türümüz sadece dünya gezegeninde yaşayan tek tür..türümüzün geleceği için,nesillerimizin sona ermemesi için bu yardımın insanlara verileceğini düşünüyorum..çünkü eğer bizler öldürme ve yok etme amaçlı olan dünya dışı canlılar ile bir temas halinde  büyük bir yardıma ihtiyaç duyduğumuzda,o halde bizi yeryüzüne getirenin de bizler için, ben insanı en güzel ve varlıkların en üstünü olarak yarattım sözünü baz alarak güvenebileceğimizi söylüyorum..

Sevgili Muzaffer gene atesli bir tartismaya tutusacagiz gibi duruyor :) Ayni fikirde olmadigimi diyeyim de ilk kivilcimi cakayim :) Takiliyorum sadece :)Tabiki sizin dini inanislariniza göre inanma hakkiniz dogal olarak var ama kötü bir ddv türü   (bizden cok ileri teknoloji düzeyinde olanlar varsa )bizi istilaya kalkistiklarinda hic sansimiz oldugunu sanmiyorum :) Tabiki  burada bir sürü ihtimalin varsayim  oldugunu unutmayalim.önce dünya disi yasam bulunucak ,sonra akilli canlilar var olucak,bizden cok ileri teknolojileri olucak,kötü  niyetli istilacilar olucaklar vs diye gider varsayimlar..Su anki teknolojimizle ,bizlerin baska yildiz sisteminden uzay gemileri ile istilaya gelen bir teknolojiye ne yazikki karsi koyamiyacak kadar gelismemis teknolojimiz oldugunu düsünüyorum( tabiki yakin zamandan bahsediyoruz,100 yil sonra ne durumda oluruz o baska )..Ama dedigim gibi bütün bunlar simdilik hayali senaryolar,her nekadar kisisel olarak dünya disi yasama inansamda kötü niyetli istilacilar kisminda pek ikna olamiyorum.Nedenide teknolojik olarak cok gelismis bir uygarlik ,paralelinde zihinsel olarak da cok ilerler ve istila ,yok etme vs gibi ilkel canli türü düsüncelerinde olamazlar fikrindeyim..Ha yaniliyorsam ve  diger gelismis türlerden de yardim alamiyorsak ,dua etmekten baska bir secenek kalmayacagi kesin gibi duruyor :)  Artik ise yarar mi yaramaz mi ozaman ortaya cikar..

 

Sevgili muzzi55..Sizinle tartışmaya bayılıyorum desem yeridir ve bir kıvılcım da ben çakayım bakalım :) Söylediklerinizde size hak veriyorum tabii ki dünya dışı canlıların mutlaka kötü niyetli olabileceklerini düşünemeyiz..Ve kötü niyetli olsalar dahi farkındaysan ben, bize gelemeyenlerden bir sorun çıkmaz çıkması muhtemel olamaz diye yazdım.Önemli olan bizim gezegenimize kadar gelebilenler ile sorunlarımızın olabileceği,bizim evimize kadar gelebildiklerine göre bu böyle olabilir.. Fakat bu muhakkak böyledir böyle olmalıdır anlamınada gelmez,evet sizin belirttiğiniz gibi çok ta iyi niyet ile gelebilirlerde..

Bu arada ben bunun yanı sıra dini açıdan bunların yecüc ve mecücler olabileceğinide belirttim ve bunların kötü niyetliler olduklarını biliyoruz, ve eğer bunlar yecüc ve mecüc olurlarsa işimiz gerçekten zor ve bu durumda bize ancak ilahi bir yardımın olması gerekiyor ve yaratıcı da bizleri böyle bir istila durumunda büyük bir olasılıkla yalnız bırakmayacaktır..Ama bizleri yalnız bırakmayacağına dair bizlere açık ve net bir sözü olmamakla beraber ancak bizler O nun kutsal kitaptaki sözlerine göre yani insana verdiği değer açısından bizlere yardımının olabileceğini söyleyebiliriz..Yani ben konuya iki ayrı taraftan bakmayı düşündüm ve bunun böyle olabileceğini söyledim..

 

uzaylılarla savaş. ddv lerin de enerjiye ihtiyacı olmalı. enerjiye ihtiyaç duyuluyorsa savaşlarında olması çok muhtemeldir. komşu uydulara ve gezegenlere ulaşabilen akıllı varlıklar otomatikman ermiş olmuyor veya melekleşmiyor. ayda hangi madenler olduğu incelenmiyormu kaç yıldır.

uzaya çıkabildiğimize göre neden diğer ddv ler gelip uzayı eşit olarak paylaşalım teklifinde bulunmuyorlar. öyle dimi. savaş istemiyorlarsa ve iddia edildiği gibi yüksek bilince sahipseler neden bizimle tanışıp samanyolu galaksisinin belli kısmını bize teklif etmiyorlar.

uzayda savaş yoksa bu uzayın eşit olarak bölüşüldüğünü gösterir. biz uzaya çıktığımıza göre neden gelip tekrar bölüşülmüyor eşit olarak.

akıllı varlıkların yaşadığı gezegenler aynı madeni rezerve sahip olamaz hepsi aynı nüfusa sahip olamaz bu da kıskançlık getirir savaş getirir. akıllı varlıkların kaderi bu.

şimdi uzaylılar gelip petrolünüzün 3 te 1 ini  bize verin savaş olmasın deseler. ilk zamanlar buna uyarız ama daha sonra savaş yaparız. buğdayımızın belli kısmını yüksek bilinçi ileri sürüp isteseler sonunda savaş çıkmazmı.

bence onlar dünyadan istediklerini alıyorlar o yüzden savaş olmuyor veya çok güçlü bir uygarlığın payına düşüyoruz o uygarlık bizi koruyor ve gelişimimizi belgesel izler gibi izliyor. taki teknolojimiz gelişip onlara rakip olmaya başlayıncaya kadar onların canını sıkana kadar. sonra savaş olacak ve o zaman kendilerini kötü tanıtacaklar.

Sevgili Grandrock,bence olaya yanlis acidan yaklasiyorsunuz,aslinda yanlis demek dogru olmayabilir ama herhangi  bir insanin bakis acisi ile yaklasmissiniz.Daha genis acidan bakmakta fayda var.

Birincisi ;komsu gezegen yada uydusunda  uydudan gelen bir ddv olma ihtimali yok,günes sisteminde dünyadan baska akilli yasam olmadigi bilinmektedir.(europe,titan gibi satürn ve jupiter  uydularinda bakteriyel düzeyde yasam olma ihtimali bilim cevrelerince belirtilmektedir).Zaten o bölgelere cesitli uydular gönderilip calismalar devam etmektedir.Bizim gibi akilli canlilar günes sistemi disindaki diger yildizlarin cevresindeki gezegenlerde bulunma olasiligi vardir.calismalar bu yönde yapilmaktadir. bu mesafeler okadar uzaktir ki isik hizinda(saniyede 300 000 km ) seyahat yapilsa bile en yakin yildiza 4,3 yilda ulasilir.Bu mesafeden gelen canlilar bizim bugün bilmedigimiz kati yakita dayanmayan seyahat yöntemleri kullandiklari söylenir.Bu mesafeden 10-20 isikyili mesafeleri asmis canlilar bize kömür,petrol  almaya gelmeyecekelrine emin olabilirsiniz.zaten bu mesafeler bu tür yakitlar kullanarak asilamazdir.petrol dolu bir uzay araci ile aya bile ulasmak mümkün degildir.teknolojileri gezegenlerin ve yildizlarin  cekim gücüne bagli ,herhangi bir kati yakit icermeyen teknolojiler olduguna dair söylenir..(bob lazar  - 51.bölgede uzunsüre calismis sonra oradaki uzayli teknolojilerini anlatmistir,bu sitede de bunlari okuyabilirsiniz)..yani bizden binlerce yil ileride olan ve buraya ulasmis canlilarin petrol,kömür kullanmadigini bilmemiz gerek :)

 

Ikinci yanilginizda galaksiyi paylasmak fikrinizdir bence:) birincisi biz uzay teknolojisinde emekleme asamasinda bile olmayan bir medeniyetiz,uzaya  cikmakla hersey hallolmuyor.galaksi paylasimi istediginiz canlilar buralara isik yillarini asip baska yildizlardan gelen ,teknolojik olarak bizim hayalbile edemiyecegimiz düzeyde olan canlilardir :)(eger buralara geldiklerini kabul ediyorsak) biz bugün marsa bile insanli arac gönderemiyoruz ki isik hizi ile oraya ulasmak 3-4 dakikadir.Yani uzun lafin kisasi bizden alabilecekleri bisey olduguna inanmiyorum,bizlerin nasil bir irk oldugu,genetik yapimiz  vs konularinda arastirmalar yaptiklari bilinmektedir.Gel gelelim birgün onlar icin teknolojik olarak tehlikeli ,saldirgan bir irk halini alirsak,istila,galaksi paylasimi vs gibi konulara girersek tabiki teknolojilerini kullanip buna izin vermeme durumu olabilir..ama zihinsel olarak gelismis bir uygarlik istila gibi bizim seviyemizdeki  canlilarin düsünebildigi ilkel fikirlerle ugrasmaktansa evrensel degerleri cözmekle ilgilenirler diye düsünüyorum.

Bende bunlara ek olarak diyebilirim ki belki de ışık hızı ile onların bizlere ve bizlerinde onlara ulaşması hiç bir zaman gerçek olmayacak ve bunun yanında hani bir ihtimal de olsa belki de yörüngesinden çıkmış olan bir uydu veya bir gezegen ile dünyamıza gelebilirler,örnek olarak buna marduk gezegenini gösterebiliriz..marduk ta canlı yaşamın olmadığı ne malum..Gerçi ihtimalden de uzak bir teori gibi görünüyor ama bizim bahsettiğimiz eğer evren ve gezegenlerin hareketliliği ise o zaman olması da muhtemeldir..

Birde DDv lerin savaş için   katrilyonlarca yıldız ve gezegen içinde urayı tercih edeceklerini sanmıyorum.

Herşey teknolojik üstünlüğe bağlı değildir.

tutunki dünyaya geldiler istila yada savaş gibi bir saçma hataya düştüler. Hata diyorum çünkü ;

dünyamız okadar çok bilinmeze ve gizemli şeylere ev sahipliği yapıyorki , hiç bir DV nin herhangi bir savaş yada  istiladan zafer elde etme şansı yok bu kadarda kesin ve keskin konuşuyorum.

onlarda kısmen bunun farkındalar...

saygılar.

 

sevgili muzzi tabiki uzaylılar gelip bizden petrol veya buğday istemeyecekler ben bunları misal olarak söyledim. benim demek istediğim. uzayda savaş yoksa bunun anlamı ya uzayda dolaşan zeki varlıklar çok akıllı ve barış yanlısı yada uzayı eşit şekilde paylaşıyorlar ki savaş  olmasın. bizler sonuçta uzaya çıkmış bulunuyoruz. neden uzaylılar gelip anlaşma teklif etmiyorlar. onu demek istiyordum.

sadece çok üstün bir teknolojinin neden bizimle gelipte savaş isteyebilecegini düşünüyorumda.ne gerek var.biz onlar için zaten afrikadaki kaplanlar gibi kalıyorsak ne yapacaklar bizi öldürüpde.dünyadaki savaşların temel nedeni paylaşım mücadelesi degilmi? paylaşacak bir şey yoksa neden bizi ekarte etsinler ki.ihtiyaçları varsa bizim hayat alanımıza müdahale ederler.demekki böyle bir ihtiyaçları yok.ya onlar bir deney alanı gibi kullandıkları dünyayı takip etmekten başka bir amaçları yoksa ...

sevgili grandrock,yukarinizdaki yorumda atlantis7919 adli arkadas zaten özetlemis durumu...ama kisaca su ki biz sandiginiz kadar gelismis bir irk degiliz,siz nasil afrikadaki bir karincaya bakiyorsaniz pek ala onlarin bakis acisi da bu olabilir,bizim karincalardan tek farkimiz akilli ve gelisim halindeki canlilar oldugumuzdur,ve onlarin bunun farkinda oldugudur.ve o sebeple bizi gözlem altinda tutuklaridir.onun hariciinde dünyamizi ziyaret edebilen bir teknoloji ile masaya oturup poker oynayacak kadar iyi kartlarimiz yok elimizde.gezegenimizi ziyaret ettiklerine inaniyorsaniz eger bu bizi gözlemekten baska amaclari olmadigi icindir..yani gelismis beyinlerin istila,paylasim ,su gezegen senin - bu gezegen benim diye fikirleri olamaz,isin dogasina aykiri kacar..bizden isteyebilecekleri bir maden yok mu  sorusuna gelirsek ? onlar dünyaya güvenip uzay gemilerimi yapmaya kalkismamislardir..yani dünyayi nezaman kesfettikelrini yada edeceklerini bilmiyorum ama zaten buraya kadar gelebiliyorlarsa bize  maden vs icin gelmedikleri asikardir..zaten yasam olmayan baska gezegenlerde de pek ala meden temin edebilirler ( böyle bir ihtiyaclari varmidir o ayri tabi)..onlar icin gezegenlerin de hic bir anlami olmayabilir devasa uzay gemilerinde,yapay atmosfer kosullarinda da yasiyor olabilirler,bölgecilik -orasi senin burasi benim konularii hic bir önem de teskil etmeyebilir..umarim daha iyi anlatabilmisimdir..