Ana içeriğe atla
6 Aralık 2010 tarihinde mcedemir tarafından gönderildi

Dunyanın uydusu Ay Hakkında

Dunyamızın uydusu Ay hakkında tıpkı kendisine yapılan seyehatta oldugu gıbı hep eksık,gızem,ilgınc seyler vardı ve Dunya gıbı herseyı kabullenılmıs olamadı nedense.Adeta yanımızda duran suphelı bır gezegen.
Daha Nıburu vb konularına gelmeden once bu konu hala kocaman bır bılınmezlık ve orda oylece asılı duruyor.Asagıdakı maddeler de bunu dogruluyor.

Ay, Yapay Olarak Dünya'nın Yörüngesine mi Yerleştirildi?(Magması bıle olmadıgına gore, hemde bır sallanınca kolay kolay sarsıntı durmuyormus,sankı ıcı bos kure gıbı)
Günümüzde halen yanıtlanamamış sorulardan ilk 10 tanesi:
1. Dünya'daki toprak elementleri ile uyuşmayan bir yapısı olması
(Ay'dan gelen taşlar incelendiğinde krom, titanyum ve zirkonyum ağırlıklı bir yapı gözlenmiştir)
2. Dünya ile Ay'ın yoğunlukları arasındaki fark
(Dünya 5.5 g/cm küp, Ay 3.34 g/cm küp)
3. Dünya'nın dönüşü ile tam olarak aynı olarak kendi etrafında dönmesi, tam senkronizasyon
(Dünya'nın dönüşü ile (24 saat) kendi dönüşünün aynı olması (24 saat). Bu yüzden hep aynı yüzünü görürüz, Ay bize arka yüzünü hiç göstermez)
4. Ay'ın Dünya etrafında mükemmele yakın dairesel bir yörüngede dönmesi
(Ay eğer Dünya tarafından sonradan çekim kuvveti ile yakalanmış olsaydı, Ay'ın Dünya etrafındaki yörüngesi elips olurdu)
5. Dünya ile Ay arasındaki mesafenin çok yakında olması
(güneş sistemimizde ve dışında gözlenen gezegenlerin uydularının hem bu büyüklükte hem de bu yakınlıkta olması durumu hiç gözlenmemiştir)
6. Ay üzerindeki en büyük ve küçük kraterler incelendiğinde derinliklerinin neden çok sığ olduğu halen cevaplanamamıştır
(En büyük krater olan Gagarin krateri 186 mil çapında olmasına rağmen derinliği 4 mili geçmez. Ayrıca, büyük kraterlerin dip kısımları konveks olup Ay yüzeyinin eğik şeklini almıştır)
7. Ay'ın, diğer gezegenlerin uydularının uyduğu "ekvator düzlemi" kuralına uymaması (Güneş sistemindeki ve dışındaki hemen hemen bütün uydular, etrafında döndükleri gezegenin ekvator düzleminde döner. Fakat, Ay, Dünya'nın Güneş etrafındaki yörünge düzleminde dönmektedir)
8. Ay'ın bize bakan yüzünün daha deforme olması (Ay'ın bize bakan yüzüyle, hiç göremediğimiz karanlık yüzeyini karşılaştırdığımızda, karanlık yüzde meteorların yol açtıkları kraterlerin ve çeşitli sonradan olmuş deformasyonların, bize bakan yüzüne nazaran çok daha az olduğunu görürüz)
9. Diğer bir cevaplanamayan konu da Ay'ın dış kabuğunun 60 km olarak, Dünya'nınkinden 2 kat kalın olmasıdır. Ay yüzeyindeki kraterler nasıl volkanik aktivitelerle oluşmadıysa, kabuğun kalın olmasının sebebi biriken lav olamaz.
10. Dünya'nın merkezindeki eriyik haldeki çekirdek, Dünya'dan daha yavaş dönmekte ve bu sürtünme yüzünden dünyanın manyetik alanı oluşmaktadır.
Ay'ın merkezinde erimiş bir çekirdeğin bulunmadığını bilim adamları hesapladılar. Gerek Rus gerek Amerikalıların uzay araçlarındaki magnetometrelerle yaptıkları ölçümlerde, Ay'ın biz zamanlar çok yüksek bir manyetik alana sahip olduğu, bunun kalıntılarının da Ay'dan gelen kayalarda gözlenebileceği söylenmiştir.

Ay, bugün Dünya'nın yörüngesine yerleştirilmeden önce Tiamat'ın uydusuydu demiştik. Apollo 11'in Ay'ın Durgunluk Denizi'nden (Mare Tranquillitatis) getirdiği ay taşlarının yaşları, Sky and Telescope dergisindeki makaleye göre 7 milyar yıl bulunmuştur. Apollo 12'nin Fırtınalar Okyanusu'ndan (Oceaus Procellarum) getirdiği ay taşlarının yaşları ise, potasyum-argon metoduyla yapılan ölçümlere göre 20 milyar yıldır ve bu, Güneş Sistemi'nin yaşından da eskidir! Chemistry dergisindeki Urey'in makalesinde, Ay taşlarının Plutonium-244'ten oluşan Xenon izotopları içerdiğini, bunların Dünya'da bulunmayan elementler olduğunu saptamıştır. Dünya'da bulunmuş en eski kaya Greenland'da bulunmuştur ve 3.7 milyar yaşındandır. Ay'ın bu bilgilere göre Dünya'dan daha eski olduğu ortaya çıkar. Ay taşlarının diğer bir özelliği de çok zayıf bir termik iletkenliğe sahip olmasıdır. Yani, sıcaklığı neredeyse hiç iletmezler. Ergime noktası yüksek olan elementler, Dünya'da az bulunurlar. Buna karşılık, ergime noktası yüksek olan elementlerin Ay bileşiminde çok fazla bulunması da ayrı bir konudur. Ay taşlarında ve Ay'da saptanmış bulunan Titanyum, Zirkonyum ve Yttrium miktarı, Dünya ve Evren'deki ortalamanın üzerindedir (Science News, 16 Ağustos 1969). Ay üzerinde rastlanan Mascon'ların nedeni de hala izah edilememiştir (Apollo-8 astronotları Ay denizleri üzerinden geçerken araçlarının hızlandığını, alçalıp yükseldiğini göstergelere bakarak tespit etmişlerdir. Daha sonraları Ay çevresinde dolaşmış insanlı ya da insansız her araç, Ay denizlerinin bu etkisini kaydetmiştir. Bilim adamları bu sorunu, o bölgelerdeki gravitasyon çekiminin öteki bölgelere göre daha fazla olması şeklinde cevaplamış, Ay üzerindeki bu noktalara kütle konsantrasyonu anlamına gelen "mass concentration" sözcüğünden türettikleri "Mascon" adını takmışlardır). Ay'la ilgili yapılan sismik çalışmalarda, Dünya'da kullanılanlardan yüzlerce kez daha hassas cihazlar kullanılmıştır. Apollo-12'nin ay modülü Ay yüzeyine çarptığı zaman oluşan yapay deprem sarsıntısı 55 dakika sürünce bilim adamları çok şaşırmıştı. Ayrıca, sinyaller küçük dalgalardan başlayarak belli bir tepe noktasına ulaşmış, sonra da Dünya'da alışılagelmiş olanlara hiç benzemeyen bir şekilde periyotlarca sürüp gitmişti. Bu da Ay'ın yüzey kabuğunun 15-20 mil kadar altının boş olduğunu gösterir. Bilim adamlarının, saatlerce süren yapay deprem titreşimlerini çok güzel ileten bir yapının, ancak o yapı metal bir küre ise olabileceğini söylemeleri de Ay'ın 15-20 mil altında metal bir küre olduğunu anlatır. Tiahuanaco şehrindeki meşhur Güneş Kapısı, 120x360 metre ölçülerinde yekpâre bir andezit taştır ve ağırlığı 10 tondur. Üzeri uçan tanrılar ve taşıtlar figürleriyle süslü taşta 27 bin yıllık bir takvim işlenmiştir. Gökyüzünün 27 bin yıl önceki halini gösteren kabartmalarda, tüm gezegenler işlendiği halde Ay orada yoktur. Dr. Bellamy ve Dr. Allan'a göre Güneş Kapısı sembollerinde Ay, dünya yörüngesinde 11.500-13.000 yıl arası bir zamanda belirmektedir. Takvimdeki hesaplamalara göre Ay'ın 13 bin yıl önceki Dünya etrafındaki dönüşü yılda 425 turdu. Bugün bu tur sayısı 365'tir.

Pek çok sebepten dolayı, Ay dünya'nın çevresine yapay olarak yerleştirilmiştir deniliyor. Jüpiter'in uydusu Phobos'un ve Plüto'nun da yapay olarak yerleştirildiği söyleniyor. Pek çok farklı kaynağa göre yapay bir uydu olan Ay'ın ve Phobos'un içinde bir uygarlık var. Bir zamanlar Satürn'ün uydusu olan Plüto'nun (Gaga) Güneş sisteminizi gözlemek ve korumakla görevli bir karakol olduğu belirtiliyor. Pek çok kaynakta yazılanlara göre bu üçünün amacı Dünya'yı yakından izlemek ve sürüngen kötü niyetli istilacılar gibi dışarıdan gelecek tehlikelere karşı korumak. Phobos ve Plüto gibi Nibiru'nun kendisinin de yapay ama çok büyük bir uydu olduğu belirtilenler arasında. Ay'ın, Phobos ve Plüto'nun Galaktik Federasyon tarafından Dünya'yı tehlikelere karşı korumak amacı ile yapay olarak yerleştirilmişlerdir bilgisi Internet'te pek çok yerde mevcut. Bunlardan dünyamıza en yakın konumda olan uydumuz Ay ise apayrı bir inceleme konusu. Gerek NASA'nın gerek astronotların birebir gözlemledikleri, gerek Dünya üzerinden teleskoplarla sürekli görülen Ay anormallikleri (Ay üzerinde görülen ışıklı cisimler, büyük iş makineleri benzeri cisimler, görünüp kaybolan dev yapılar) hakkında çok fazla yazılmış kaynak mevcut. "Lunar Anomalies", "TLP" (veya "Transient Lunar Phenomena") anahtar kelimelerini kullanarak bunlara ulaşabilirsiniz.
Ay Olmasaydı Ne Olurdu?
Dünya bugünkü gibi olmazdı. Hayat bile olmazdı. Ay olmasa idi günler daha kısa olurdu. Şiddetli fırtınalar ve kasırgaların hiç kesilmediği bir dünya olurdu. Atmosfer bugünkü gibi olmazdı. Daha kalın bir atmosfere sahip olurduk. Ay olmasaydı, gel-git olayları %70 oranında azalırdı. Ay ışığında etkinliğini sürdüren canlılar gelişmezdi ve mevsimler olmazdı. Gel-gitler olamayacağı için Dünya'da yaşam oluşmazdı. Sadece Güneş'in varlığı ile olan mevsimler, rüzgarlar ve yağmurların var olduğu bitkilerden ibaret boş bir gezegen olurdu Dünya. Ay'ın varlığı yaşamı açıklıyor. Kadınların menstürasyonun 28 günlük bir periyotta olması da Ay'ın varlığı ile ilgilidir. Ayrıca, Dünya'nın Güneş etrafındaki yörüngesinden 5 derecelik bir yörünge eğikliğiyle Dünya'nın etrafında döner.

kaynak
http://www.gizliilimler.tr.gg/10-.--Gezegen-Nibiru--k1-Marduk-k2-.htm

Yorumlar

İngilizcesi iyi olanlar bu sayfanın sonuna dogru ilerlerse ilginc ve dogru olablirlikte olan anlatımlar gorecek
adres
http://www.nhne.com/specialreports/srremoteviewing.html
ozellıkle bunun altındakı yazıları
MORE PSI TECH PREDICTIONS:

bana elle tutulur olmasa bıle hayal urunu gıbıde gelmedı

ozellıkle Amerıkalıların Ay,Mars Dunya ıslerı,,aralarındakı ılıskı.Area51 den bu gune sular bosuna akmamıs gıbı.

Ay ile ilgili çeşitli teoriler atıldı ortaya bazıları mantıklı olmakla birlikte bazıları hayal ve mitoloji sentezi ile birleştirilmiş kurgulardır.

 

Diğer konular araştırılmalı ( ayın yapısı ile ilgili ) ancak ayın yapay olmadığını yada sonradan birileri tarafndan yerleştirilmediği apaçık ortadadır. Çok fazla bilim adamı birikimine ihtiyacımız yok mevcut bilgiler ve mantıkla bunu çok kolay anlarsınız.

 

 

saygılar.

Ama şu çok açık ortadadır ki bilmediğimiz çok şey var .onedenle sorup soruşturup öğrenmek birinci önceliğimiz.

Tabiiki olduğu gibi kabul edelim demiyorum. Sadece mevcut bilgilerin ( matematikteki gibi ) sağlamasını yapalım herzaman ve nedenlerini araştıralım.

 

saygılar.

1. Dünya'daki toprak elementleri ile uyuşmayan bir yapısı olması
(Ay'dan gelen taşlar incelendiğinde krom, titanyum ve zirkonyum ağırlıklı bir yapı gözlenmiştir)

  • <b> oncelıkle ayın olusumu ıle ılgılı teorılerden kabul gormeye yakın olan bır tanesı bu sorularınıza genelde cevap verebılıyor . Ay dunya ıle baska bır gezegenın carpısması sonucu ortaya cıkan yada ortada kalan parcadır.</b>

2. Dünya ile Ay'ın yoğunlukları arasındaki fark
(Dünya 5.5 g/cm küp, Ay 3.34 g/cm küp)

  • <b> ıkı ayrı gezegenden olustugu ıcın yogunluk farkı normal .</b>

3. Dünya'nın dönüşü ile tam olarak aynı olarak kendi etrafında dönmesi, tam senkronizasyon
(Dünya'nın dönüşü ile (24 saat) kendi dönüşünün aynı olması (24 saat). Bu yüzden hep aynı yüzünü görürüz, Ay bize arka yüzünü hiç göstermez)

  • <b> carpısma sırasında ve sonrasında olusan yogun enerjının dunya ıle ay arasında gravıtasyonla beraber bır denge kurdugunu dusunebılırız.</b>

4. Ay'ın Dünya etrafında mükemmele yakın dairesel bir yörüngede dönmesi
(Ay eğer Dünya tarafından sonradan çekim kuvveti ile yakalanmış olsaydı, Ay'ın Dünya etrafındaki yörüngesi elips olurdu)

5. Dünya ile Ay arasındaki mesafenin çok yakında olması
(güneş sistemimizde ve dışında gözlenen gezegenlerin uydularının hem bu büyüklükte hem de bu yakınlıkta olması durumu hiç gözlenmemiştir)
6. Ay üzerindeki en büyük ve küçük kraterler incelendiğinde derinliklerinin neden çok sığ olduğu halen cevaplanamamıştır
(En büyük krater olan Gagarin krateri 186 mil çapında olmasına rağmen derinliği 4 mili geçmez. Ayrıca, büyük kraterlerin dip kısımları konveks olup Ay yüzeyinin eğik şeklini almıştır)

  • <b>bu konuda 8. madde ıle bırlestırerek yazıyorum </b>

7. Ay'ın, diğer gezegenlerin uydularının uyduğu "ekvator düzlemi" kuralına uymaması (Güneş sistemindeki ve dışındaki hemen hemen bütün uydular, etrafında döndükleri gezegenin ekvator düzleminde döner. Fakat, Ay, Dünya'nın Güneş etrafındaki yörünge düzleminde dönmektedir)
8. Ay'ın bize bakan yüzünün daha deforme olması (Ay'ın bize bakan yüzüyle, hiç göremediğimiz karanlık yüzeyini karşılaştırdığımızda, karanlık yüzde meteorların yol açtıkları kraterlerin ve çeşitli sonradan olmuş deformasyonların, bize bakan yüzüne nazaran çok daha az olduğunu görürüz)

  • <b>Carpısmadan sonra dunya ıle ay arasında kalan daha kucuk parcaların surec boyunca ayın bellı yuzune carpması sonucu bıze bakan yuzu daha fazla hasar almıs olabılır yanı dıs kaynaklı meteor carpmasından cok daha fazla sayıda carpısmadan dagılan ve yorunge de donen parcaların ayın aynı yuzune carpmasıdır olay .  </b>

9. Diğer bir cevaplanamayan konu da Ay'ın dış kabuğunun 60 km olarak, Dünya'nınkinden 2 kat kalın olmasıdır. Ay yüzeyindeki kraterler nasıl volkanik aktivitelerle oluşmadıysa, kabuğun kalın olmasının sebebi biriken lav olamaz.

10. Dünya'nın merkezindeki eriyik haldeki çekirdek, Dünya'dan daha yavaş dönmekte ve bu sürtünme yüzünden dünyanın manyetik alanı oluşmaktadır.
Ay'ın merkezinde erimiş bir çekirdeğin bulunmadığını bilim adamları hesapladılar. Gerek Rus gerek Amerikalıların uzay araçlarındaki magnetometrelerle yaptıkları ölçümlerde, Ay'ın biz zamanlar çok yüksek bir manyetik alana sahip olduğu, bunun kalıntılarının da Ay'dan gelen kayalarda gözlenebileceği söylenmiştir.

  • <b>Ay ın daha once bır gezegen oldugunu dusunursek 9 ve 10. soruların cevabı da aydınlanmıs oluyor carpısmadan once gayet tutarlı bır gezegen olarak hem cekırdegı vardı hemde belkı de volkanık hareket ama carpısmanın etkısı ıle gezegen parcalandı cekırdek sogudu vs... </b>

NASA tarafından sağlanan ay haritasına belirli bir detaya kadar ulaşılabilen Google Moon'daki Ay yüzeyinde sıra sıra dizili barakaların bulunduğu bir askeri üssü andıran görüntüler şaşkınlık yarattı.

Ay'ın Dünya'dan görülmeyen karanlık tarafında bir uzaylı üssü olduğu yönündeki söylentiler yıllardır devam ediyor.

İngiliz Sun gazetesinin yayımladığı görüntülerde, bir vadinin içinde bulunan ve bir askeri havaalanını andıran üssün çevresinde dağlar bulunuyor.

Uzmanlar, görüntülerin Bilim adamları, yeni elde edilen kanıtların, Ay'ın bazı astronomların düşündüğü gibi tamamen ölü bir gezegen olmadığını öne sürüyor ve Ay yüzeyinde zaman zaman yoğun bir hareketlilik gözlendiğini belirtiyorlar.
Uzun aralıklarla da olsa Ay yüzeyinde değişiklikler olduğu rapor ediliyor.

LUNA UZAYLI ÜSSÜ

Eski ABD Donanma İstihbarat görevlisi Milton Cooper da, Ay üzerinde bulunan ve istihbaratçıların "Uzaylı Üssü Luna" olarak adlandırıldıkları bir üsten söz etmişti.

Cooper'a göre, Ay'ın uzak kesimlerinde bulunan bu uzaylı üssü Ay'a inen Apollo astronotları tarafından da görülmüş ve filme alınmıştır. Ana gemi adı verilen devasa uzay gemilerinin bulunduğu bu üste, çok büyük makinalar kullanılarak maden çalışmaları yapılmaktadır.

Gelgit, bilim insanlarının sandığı gibi ayın çekimi ile meydana gelmez. Ayın çekimi yeryüzünü etkilemez!‏

 

“Gelgit” olayları da bu periyodik hareketlilikten dolayı meydana gelir. Yâni; gelgit, bilim insanlarının sandığı gibi ayın çekimi ile meydana gelmez. Ayın çekimi yeryüzünü etkilemez! Göbeğin çekiminden dolayı, okyanustaki sular sabittirler. Sular, Dünya’nın öne ve arkaya eğilmesi esnasında gidip gelmezler. Suların altındaki taban kayar; yâni, Dünya’nın öne eğilip sonra da doğrulması esnasında, okyanusları oluşturan suların altındaki taban kayma yapar. Bu yüzden, biz suların gidip geldiğini sanırız.

Merkezde dönmekte olan çekirdek ateş, yani dünyanın göbeği, aynı dünya yüzeyi gibi girintili-çıkıntılı (yamuk-yumuk) olduğundan yer çekimi, dünya üzerindeki çeşitli bölgelere göre nasıl farklılık gösteriyorsa suların günlük gelgit olaylarını da aynı şekilde farklı etkiler.

Dünya kendi çevresinde 24 saatte bir tur atarken göbek - şu anda- 12 saatte bir tur atıyor. Bundan dolayı da yamuğun üst kısımlarına gelince sular gelir, iç kıs

ımlarına gelirken ise sular çekilir. 

Dünya üstündeki suların her yerde gelip gitmemesi yamuk kısımlara
rastlamadığı içindir. Ayrıca göbek, 12 saatte bir tur attığı için dünya üzerindeki bazı yerlerde sular günde 2 defa gider gelir. Sanıldığı gibi gelgit olaylarında ayın çekimi söz konusu olsaydı, sular günde ancak bir defa gelir giderdi ve gelgit, dünyanın her yerindeki sularda meydana gelirdi. 

Gelgit olaylarında ayın çekimi etkilidir demek büyük bir yanılgıdır.
Hatta göbeğin dönerken meydana getirdiği sürtünme, dünya üzerinde çeşitli sarsıntılara ve bilinmeyen olaylara sebep olur.

Son Adem Varoluşun Sırrı : sayfa 63-64
Cafer Gezgez Abdullah
www.sonadem.com